Logo

    Ben İçeri Düştüğümden Beri

    trMarch 09, 2021
    What was the main topic of the podcast episode?
    Summarise the key points discussed in the episode?
    Were there any notable quotes or insights from the speakers?
    Which popular books were mentioned in this episode?
    Were there any points particularly controversial or thought-provoking discussed in the episode?
    Were any current events or trending topics addressed in the episode?

    About this Episode

    Bu şiir lise yıllarımda işittiğim Nazım Hikmet'in nadide şiirlerindendir. Fazıl Say'ın, Nazım Hikmet albümünde Genco Erkal bu şiiri okuyor. Arka fonda soprano sesler eşlik ederken kemanlar inler, piyano hiç olmadığı kadar güzel gelir kulağa çünkü bu şiirde ve fonda işini yapan herkes çok güzel yapmıştır. Umarım ben de çok güzel seslendirmişimdir. Nazım Hikmet'in içindeki yaşama sevinci ve kararlılığını gösterdiğini düşündüren 'yaşamaya dair' şiiriyle birlikte üstünden gelinemeyecek hiçbir zorluğun olmadığını, yaşadığımız acıların, diğerlerinin yaşadıklarının yanında ne kadar da az olduğunu adeta hissettiren şiiridir. İşin farklı bir yanıysa katillikten içeriye düşen Osman'ın hapishaneye girip çıkmış olması ve Nazım Hikmet'in hala içerde olmasıdır..

    Recent Episodes from Burak Kurt

    Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar

    Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
    İsmet Özel'in 1984 yılında yazmış olduğu 'Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar' şiirini seslendirdim. Bu şiir Özel'in hayatından taşıp bizim hayatımıza kadar gelmiştir. Şairin genel manada şiirlerine bakacak olursak sorgulayış-arayış-buluş üçgeninde kendi hayatından derin izler bırakmıştır. Bu şiirdeki 'cellat' nesnesinin dinleyen, okuyan için kendimizde ne barındırdığını kavramamız lazım öncelikle. Hepimizin hayatları farklı olduğu gibi cellatlarımızda farklıdır. Her şeyi görüp içimiz rahat bir şekilde mi teslim olmuşuz yoksa yapılacak işlerimizi, düzene girecek yollarımızı düşünerek mi? Bu ayırımı yapabilmek ümidiyle. Gülümserken çektirdiğimiz fotoğraflara ya da çizdirdiğimiz resimlere...
    Neşenize göre!

    Kaldırımlar

    Kaldırımlar
    Üstadın yirmili yaşlarda (22 yaşında kaleme aldığını bir kaç yerde okudum. İşin garip tarafı bu yazıyı yazana kadar ben de bilmiyordum. Belki de bu kadar garip gelmesi benim bu şiiri 22 yaşımda seslendiriyor olmamdır.) bir gençken kaleme aldığı 'Kaldırımlar' şiirini seslendirdim. Şiiri kendine has bir duygusu vardır. Okuyuşta ve dinleyişte bunu fark etmek mümkündür. Gariptir ki şiirde hiçbir şehir adı geçmese de şiirde kendi yaşamış olduğumuz şehirdeki ruhumuzda barındırdığımız o havalar eser. Kendine göre büyük hatta kendi dertlerimizden de büyük sandığımız, başkalarının dertlerini gördüğümüzde unuttuğumuz o kısacık zaman dilimindeki hava. Bu havalar kimine göre yokluk, sıkıntı kimine göre de kir, pis, karanlık..
    Şiirde de geçtiği gibi 'in cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık' birisi kendi içimiz birisi de yerine ne koymak istersek o. İçimizde barındırdığımız korkulardan sıyrılmamız ümidiyle..

    Sessiz Gemi

    Sessiz Gemi
    Yahya Kemal Beyatlı'nın 'Sessiz Gemi' şiirini seslendirmeye çalıştım. Bundan önceki şiiri seslendirdikten sonra şiir ve seslendirme konusunda müsait olamadığımdan dolayı uzak kaldım. Acaba sıradaki hangisi olacak diye bekleyenler ve şiiri hayatlarında yer eden güzel insanlara...
    'Sessiz Gemi' şiiri okuyuşta ve dinleyişte ilk akla gelen gemiden, denizden bahsediyor gibi olsa da şiir aslında ölümden bahsetmektedir. Hatta bu şiirde ölümden bahsedildiğini yıllar sonra Beyatlı'nın bir öğrencisi tarafından fark edilmiştir. Bazı kaynaklarda da ölümden bahsetmediği, Nazım Hikmet'in annesine yazdığı geçmektedir. Velhasıl Annesini henüz 13 yaşında kaybeden Beyatlı, şiirlerinde ölüme sıkça yer vermiştir.
    "Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber..." diyebilecek miyiz? Ne dersiniz?

    Ben İçeri Düştüğümden Beri

    Ben İçeri Düştüğümden Beri
    Bu şiir lise yıllarımda işittiğim Nazım Hikmet'in nadide şiirlerindendir. Fazıl Say'ın, Nazım Hikmet albümünde Genco Erkal bu şiiri okuyor. Arka fonda soprano sesler eşlik ederken kemanlar inler, piyano hiç olmadığı kadar güzel gelir kulağa çünkü bu şiirde ve fonda işini yapan herkes çok güzel yapmıştır. Umarım ben de çok güzel seslendirmişimdir. Nazım Hikmet'in içindeki yaşama sevinci ve kararlılığını gösterdiğini düşündüren 'yaşamaya dair' şiiriyle birlikte üstünden gelinemeyecek hiçbir zorluğun olmadığını, yaşadığımız acıların, diğerlerinin yaşadıklarının yanında ne kadar da az olduğunu adeta hissettiren şiiridir. İşin farklı bir yanıysa katillikten içeriye düşen Osman'ın hapishaneye girip çıkmış olması ve Nazım Hikmet'in hala içerde olmasıdır..

    Şaşırdım Kaldım İşte

    Şaşırdım Kaldım İşte
    Şiirin tavan yaptığı bazı eserler olur. O nadide eserlerden bir tanesi de bu şiirdir. Yavuz Bülent Bakiler'in kaleme aldığı, şiirinden bahsederken duyguların en derinini bize hissettiriyor. Üniversitede 4 yıl boyunca sevgisini itiraf edemediği kadına yıllar sonra açılıyor, kadın “neden söylemedin ben de seni seviyordum” diye sorunca, Bakiler: “seni o kadar büyük bir yürekle seviyordum ki kendimi sana yakıştıramıyordum.” Diye anlatmaktadır. Aslında şiirin adı her şeyi anlatmaya yetiyor fazla söze gerek yok.

    Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine

    Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine
    "Ey sevgili, en sevgili. Uzatma dünya sürgünümü benim.
    Sezai Karakoç'un sevmek için 'sevgi' kelimesinin sırlarından oluşturduğu şiiridir. Şiir o kadar güzel ki okuyan, dinleyen herkes farklı anlamlar çıkartabilir. Şiir buna çok müsaittir. Pişmanlığı, özlemi, aşkı, umudu ve nice fazlasını bir arada barındırmaktadır. Manaların yüklü olduğu bu şiiri bende seslendirmeye çalıştım. Siz neler yaşayacaksınız bu şiirde bakalım...

    Sabıra ihtiyaç var anlamak için

    Sabıra ihtiyaç var anlamak için
    “Ala Portreler” isimli “zaman, sabır, sadakat” başlıklı projeden Yetkin Dikinci’nin söylediklerini seslendirmek istedim.
    Sadakat çok önemli bir kavramdır. Burada asıl önemli olan kavram ise insanın kendine sadık olup kendi özünü bulabilmesidir. Kendine sadık olan insan çevresine sadık olur. Çevresine sadık olan insan, saygıyla ve en çok ihtiyaç duyduğumuz merhamete sımsıkı sarılarak diğer insanlara da o şekilde muamele eder.
    Kendi hayatımın ustası olabilmem ve olabilmemiz dileğiyle...

    Kahramansın Sen

    Kahramansın Sen
    101 yıl önce Maraş'ta yazılan Sütçü İmam'ın sıkmış olduğu ilk kurşunla başlayan Kahramanlık Destanının adıdır Maraş. Afşin, Elbistan, Andırın, Göksun, Türkoğlu ve Pazarcık'tan gelen çeteler yanlarında getirdikleri erzak ve cephaneleri Maraş içerisindeki çetelere ulaştırdılar. Başta Bertiz çeteleri olmak üzere şehrin doğusundaki ve batısındaki köylerden gelen çeteler, bu büyük destanda canla başla mücadele edip, adlarını tarihe altın harflerle yazdırmışlardır.
    "Her ferdi Kahraman, Maraş" anısına..

    Biraz yorgunum

    Biraz yorgunum
    "Bu şiir Yedi Güzel Adam dizisinde seslendirilmiş ve bazılarımızın Erdem Bayazıt'a ait olduğunu düşündüğü bir şiirdir, lakin iyice araştırıp baktığımızda bu şiirin Şilan Avcı'ya ait olduğunu ve dizi içerisinde seslendirenin Erdem Bayazıt olmasından dolayı ona ait olduğu konusunda yanıldığımızı görebiliriz."
    Logo

    © 2024 Podcastworld. All rights reserved

    Stay up to date

    For any inquiries, please email us at hello@podcastworld.io