Prensesin Kedisi

Bundan uzun çok uzun zaman önce bir krallık varmış. Krallığın olduğu ülkede hiç şarkı söylenmiyormuş. Sence nedeni ne olabilir? Şarkılar güzel değil mi ki o ülkede?
.
.
.
.
.
.
İşte böyle sevgili arkadaşım. Sence kral neden şarkıları sevmiyor olabilir? Sevmediğimiz bir şeyi belki başkaları seviyordur değil mi? Sen kralın yerinde olsan ne yapardın? Peki sen, sen şarkı dinlemeyi sever misin? Ben çook severim hem şarkı söyleyen bir kuşum olsun da isterdim. Masalla dolu, oyunla dolu, şarkıların neşesiyle içiçe günlerin olsun. Bir sonra ki masalımı dinlemeyi unutma. Senin için gökten düşen elmayı almayı da unutma. Hoşçakal.

Rüzgar çocuk artık büyümüş, öyle ki günlerden bir gün annesi ona artık büyüdüğünü gidip insanlara yardım edebileceğini söylemiş. Rüzgar çocuk çok sevinmiş ve hemen annesinin yanından ayrılıp yardım için yola koyulmuş. Çok geçmeden büyük bir araziye varmış. Büyük bir yel değirmeni tam da arazinin orta yerinde durmadan dönüp duruyormuş, altında da belli aralıklarla su akıyormuş. Rüzgar çocuk, değirmene yaklaşmış derin mi derin bir nefes almış, kocaman şişen yanaklarıyla az sonra yel değirmenine doğru bütün gücüyle üflemiş. O suya doğru üfleyince, tarla şöyle bir doğrultmuş belini bakmış rüzgar çocuğa teşekkür etmiş sevinçle.

Sıcak mı sıcak bir yaz akşamında mahallenin sevimli ateşböceği Tamtam, almış eline mavi fenerini çıkmış dışarı. Yapacak işi gücü yokmuş bizim ateşböceğinin, ya da kendisine yapacak bir şeyler mi bulmazmış ne desem bilemedim şimdi. Biraz boş gezmeyi severmiş de denebilir kendisi için sevimli arkadaşım...
Ne yapmaya mı çıkmış dışarıya akşamın bir vaktinde, ne için ne için acaba inanmayacaksın belki ama arkadaş aramaya çıkmış bizim Tamtam,hem de elinde feneriyle.

Hadi gel birlikte bulalım sorumuzun cevabını.

Merhaba sevgili arkadaşım. ben selen. bu hafta aramıza nısan ve nefes adında ıkı arkadas katılmıs. onlar da tıpkı benım gıbı masal dınlemeyı, oyun oynamayı, hayal kurmayı sevıyorlarmıs. Hos gelmısler aramıza ve Ne mutlu bana bır suru arkadasım oluyor zamanla. ...............................................................................................................................Masalla dolu, oyunla dolu, hayallerle renkli günlerin olsun.
Bir sonra ki masalımı dinlemeyi unutma, senin için gökten düşen elmayı, almayı da unutma.
Hoşçakal.

Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde mıstık adında bir kedi varmış. Kedi artık eskisi kadar güçlü bir kedi değilmiş. Komşu farelerden iki tanesi kedinin eskisi kadar güçlü olmadığının farkına varmışlar. Öyle oluncada o günden sonra ellerini kollarını sallaya sallaya ulu orta gezmeye başlamışlar. Cesaret ister ya değil mi bir farenin bir kedinin önünden geçmesine. Bu farelerde cesur çıkmışlar ya bakalım ne olacak bu masalın sonunda.
.
.
.
.
.

Masalla dolu oyunla dopdolu günlerin olsun sevgili arkadaşım.
Bir sonra ki masalımı dinlemeyi unutma, gökten senin için düşen elmayı almayı da unutma....
Hoşçakal.

Sevgili arkadaşım her şeyin vardır illa bir çözümü değil mi? Vardır illa ki bir çıkış yolu. Karga iyi ki pes etmemiş. Biraz uğraş sonunda susuzluğunu gidermiş. Sen olsan ne yapardın? Kara karga gibi düşünüp taşınıp bir çözüm yolu bulabileceğine inanıyorum.
Masalları seviyorum demiştim ya, susayan karga masalını da çok sevdim, pes etmeyen sonunda çözüm yolu bulup sussuzluğunu gideren kargayı da çok sevdim.
Bir sonra ki masalımı dinlemeyi unutma. Gökten senin için düşen elmayı almayı da unutma. Hoşçakal.

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde büyük bir orman varmış. Yazın en sıcak olduğu günlerden bir günmüş. Büyük,güçlü bir aslan bir ağacın gölgesinde uzanmış öylece yatıyormuş. Koca ormanın kralı olan aslan arada bir kükrermiş ki herkes onun bu ormanın kralı olduğunu anlasın istermiş. EE haliyle bu da aslanı çook ama çok yorarmış.

Masalın devamında ne mi olmuş? Hadi hazırsan birlikte dinleyelim. Masal dolu günlerin olsun sevgili arkadaşım. Bir sonra ki masalımı dinlemeyi unutma. Gökten senin için düşen elmayı almayı da unutmaHoşçakal.

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak diyarlardan birinde yemyeşil çayırlarda yaşayan bir eşek varmış. Bu eşek çok ama çok tembelmiş. Sevdiği ve yaptığı tek şey ot çiğnemek ve çimlerin üstünde uzanıp güneşlenmekmiş. Günlerden bir gün bizim tembel eşek yine otların üzerinde uzanmış ağzında bir tutam otu evirip çevirirken yanından bir karıncanın geçtiğini görmüş. Karınca teyze sırtına yüklendiği kocaman bir buğday tanesini büyük bir gayretle yuvasına götürme telaşındaymış......
Eşeğin büyük bir ders aldığı anlamlı bir masal.Sevgili arkadaşım yeni bir şeyler öğrenmek kendi kendine olmaz. Eğer bir şey öğrenmek istiyorsan çalışmak şart. Eşeğin başına gelenlerin senin başına gelmesini ister misin? Zannediyorum kimse istemez. Hayallerine ulaşmak için sen de çalış sevgili arkadaşım.
Bir sonra ki masalımı dinlemeyi unutma. Gökten senin için düşen elmayı almayı da unutmaHoşçakal.

Sihirli bir şapka,içinden bazen bir tavşan,bazen bir sürpriz,bazen de hapşırma sesi çıkabilir ki...
Peki sen sevgili arkadaşım,sen hiç sihirli bir şapka gördün mü?
Bir sonra ki masalımı dinlemeyi unutma. Gökten senin için düşen elmayı almayı da unutmaHoşçakal.