emin sirin

22.dönem milletvekili Emin Şirin Ayasofya tartışmalarını, erken seçim tartışmalarını ve İlker Başbuğ’un ifadeye çağrılmasını Son Tahlilde’de değerlendirdi. Şirin: “İlker Başbuğ’un ifadeye çağrılmasını, Başbuğ için bir fırsat olarak görüyorum. Altında başka bir mana şimdilik aramak istemiyorum. Perinçek, ‘AK Parti’yi ben idare ediyorum’ diyor. Bu kadar iddialı konuşmaları var. Şimdi bu hareketlenmeleri biraz da yaklaşmakta olan YAŞ’ın kulis faaliyetlerine bağlamak lazım mı, düşünmeden edemiyorum. Anladığımız kadarıyla gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse parlamento sistemiyle seçime gitmek Erdoğan’ın kendisi açısından avantajlı değil. Bu sistemlerle seçime gitmeyecek o net. Siyaseten sıkışma anları çıktığı zaman Ayasofya konusu getirlip konuşuluyor:"

TUİK işsizlik verilerini açıkladı, İstihdam Uzmanın Sinan Ok değerlendiriyor: ''Türkiye %13.8 işsizlik oranıyla dünyada ilk 5 arasına giriyor. Bu eğilim devam ederse, İspanya’yı geçerek Yunanistan’dan sonra en yüksek işsizlik oranının olduğu ülke olacağız. İşsizlik oranınson 3 yıl içinde neredeyse katlanarak arttı. 623 bin kişi son bir yolda işini kaybetmiş, bu korkunç bir sayı. Neredeyse bir ülkenin nufüsündan daha yüksek. 2003’ten bu yana iktidar krizi inkar ederek çözmeye çalışıyor. Bir kişi çalışıp 4 kişiye bakmak zorunda kalıyor; yoksulluk derinleşiyor. 2002’den bu yana düzenli açıkladıkları işsizlik sigortası fonu bültenini 3 aydır açıklamıyorlar; halkın o veriyi görmesini istemiyorlar. Resmi işsiz sayısı 5 milyonu aşacak. Siyaset ekonomiyi, ekonomi siyaseti belirliyor. AKP bir krizle başa geldi, muhtemelen bu krizle gidecek.''

Geçtiğimiz hafta cezaevinde rahatsızlanan Demirtaş ile ilgili son durumu Aygül Demirtaş bildiriyor: ''Demirtaş cezaevine 112 geldiği zaman bilinci açık ve acile gitmek istemediğini, ileri tetkikler yapılması için sevk istiyor ancak 7 güne rağmen sevk edilmedi. Demirtaş burun ve geniz eti ameliyatı olmuştu da daha önce ve sevkini beklediğini söyledi ancak yaşadığı problemin sebeplerin araştırılması gerek. Güvenlik problemi öne sürülüyorsa da biz insanın sağlığı güvenlikten daha önemlidir ve cezaevi ile hastane arasında güvenlik sağlayamamak bir gerekçe değil.''

Ali Babacan ve erken seçim tartışmalarını 22. dönem milletvekili Emin Şirin değerlendirdi. Emin Şirin: ''Babacan’ın geç de olsa cesaret gösterip, uzun süre mesuliyetini taşıdığı iktidarın Türkiye’yi karanlık bir tünele sokmuş olduğunu söylemesi önemli. Babacan, ‘geçtiğimiz dönemin günah ve sevaplarının ortağıyız’ diyor; bu günahlar nedir? Referandum zamanında ‘ben bunu savunamam demiş’ savunmuyorsan neden çıkıp anlatmadın? Parti disiplini içinde ‘susuyorum’ demek, milletvekiliği görevini doğru yapmıyorsun demektir. Herkesin bağırıp, çağırdığı bir ortamda Babacan’ın uslubu belki de ihtiyaç duyulandır. HDP istifa edip meclisten çekilseydi ara seçim Türkiye’yi genel seçime götürebilirdi. Bu fırsar varken yapmamaları siyasi polemikten öteye geçmediğini gösteriyor. AKP kongre sürecini, yeni teşkilatlandırmasını bitirmeden erken seçim tartışmasına girmeyecektir.''

HDP’nin erken seçim çağrısını TİP genel başkanı Erkan Baş değerlendirdi: ''Bir Kürt anasının ‘aslanlar bulundukları mevzileri terkederse orayı tilkiler ele geçirir’ söylemini anlamlı ve kıymetli buluyorum. Erken seçim çağrısı bir hodri meydandır. Tüm muhalefet kesimleri destek olmalıdır. Erken seçimi Türkiye’nin AKP’den, saray rejiminden kurtulması için bir şans olarak değerlendiriyorum. CHP kendini hala devletin kurucu partisi olarak görüyor ama rejim değişti; devletin tüm kademeleri AKP, MHP denetiminde. İktidarın seçime girme cesareti olduğunu tahmin etmiyorum. Zor oldu, ağır ve karanlık günler yaşadık ama sona doğru geliyoruz.''

Hakkında “Zincirleme şekilde Cumhurbaşkanına hakaret” davası açılan ve 5 yıla kadar hapsi istenen Barbaros Şansal, #Mercek’te Zübeyde Sarı’nın sorularını yanıtlıyor. Adalet Bakanlığı AİHM'nin kararlarına aykırı olarak savcılığa talimat vererek iddianameyi hazırlamış. Şahsıma yönelik bir karalama ve hedef gösterme düzenli olarak yapılıyor. Ülkenin gidişatı, ekonomik siyasal ve ahlaki sorunları Türkiye halklarının gözünden kaçırılmak için suç üretiliyor. Biliyorsunuz İstanbul'da saldırıya uğradım, tehdit edildim ve can güvenliğim yok. Valilik talebim üzerine silahlı ve araçlı koruma veriyor ancak ben alıp bırakmam lazım ve her seferinde ayrı memur. Ocak ayında Atatürk Havalimanında canavarca linç edilişim hafızalarda duruyor ve 2,5 yıl sonra başlayan davanın son duruşmasına gittiğimizde yargıç gelmedi.''

Şaban Vatan son gelişmeleri yorumluyor: ''Süleyman Soylu’ya Whatsaptan bizatihi videoları kendim gönderdim; cevap vermedi. abia Naz tüm dünyanın insanlık problemidir. Romanya emsaldir, 14 yaşındaki bir çocuğun cinayetindeki kusurlardan ötürü bakan istifa etti kusur var diye. Burada kusur değil kasıt var. Değerli adli tıpçılara söylüyorum. Öyle bir hasar alan biri asla yerinden kımıldayamaz.''

Ahval İngilizce Editörü İlhan Tanır, Erdoğan'ın ABD ziyareti ile ilgili son gelişmeleri bildiriyor: ''Hava Türkiye-ABD ilişkilerinde puslu ve sisli. Washington'da Erdoğan'ın tek dostu Trump, kalan herkes ise düşmanı. Bu kez sadece 1,5 gün kalıyor belki de bundan dolayı. Washington'da saat 10:15, görüşme öğlen saatinde planlanmış durumda. O saatlerde Beyaz Ev'in önünde de protestoların yapılması bekleniyor. ABD tarafı şimdiye kadar S400 ve NATO üyeliği konularından bahsetti. Normalde görüşmelerden önce ne görüşeceklerine dair basın toplantısı yapılırdı ancak yapılmadı. Ermeni Soykırım yasası durdurulmuş durumda. Ama bu görüşmeler beklenmedik sonuçlarla ortaya çıkıyor. Uluslararası arenada Trump bir ABD Başkanına yakışmayacak derecede izole edilmiş durumda. Bildiğimiz gibi Erdoğan da Batıya karşı öyle çünkü istenmiyor.''

Paris Barış Forumu’na katılan Can Dündar, izlenimlerini aktarıyor: ''Geçen yıl daha görkemliydi çünkü 1. Dünya Savaşı bitişinin yıl dönümüydü. Geniş bir katılım vardı. Dünya epeydir savaşmıyor ama liderler potansiyeli görüyordu ve onu tartışmışlardı geçen yıl. Bu yıl katılım az ama konu başlığı tehditler. Mesela yoksulluk ve mülteci krizi. Önümüzdeki yüzyılda bu medya kaosuna son vermek için bir çıkış yolu arıyor diyebilirim bu komisyon ve uluslararası oluşumlardan da destek vermelerini istedik. Yalan haberler her gün önümüzde ve bu kaosa karşı çıkabilecek hiçbir güç bulunmuyor ve bir düzenleme gerekli.''

22. Dönem Milletvekili Emin Şirin son gelişmeleri değerlendiriyor. 📌Arınç’ın açıklamaları 📌Son tahliyeler 📌Harekattan sonra AKP 📌Erdoğan ABD'ye gidecek mi? 📌Harekat ile muhalefet bloğu parçalandı mı?

Hürriyet gazetesi 45 çalışanının işine tebligatla son verdi. TGS’nin tavrı ne olacak? TGS örgütlenme sekreteri Mustafa Kuleli değerlendirdi: ''İşten atılan 45 arkadaşımızın 43’ü sendikalı; bizim üyemiz. İşten atılmalarının bir kaç nedeni var; Hürriyet’in ruhunu yansıtan isimler hedef alındı. Kalanlara ‘talimatlara uymazsanız, sizin de başınıza gelecek olan budur’ mesajı verildi. Patronların rahatsız olduğu şey TGS değil, çalışanlarının birlik olması. And olsun ki biz bunlara çalışanların haklarına saygı duymayı öğreteceğiz. Bütün üyelerimiz kenetlenmiş durumda. Hürriyet’ten işten atılan arkadaşlarımız Tarihe kalacak bir dayanışma örneği sergiliyor. Artık Hürriyet’te yazmayacağını söyleyen dostlara teşekkür etmek lazım.''

Türkiye ve ABD arasında yapılan anlaşmayı Rusya uzmanı Kerim Has değerlendiriyor. Kerim Has: ''Mutabakatı 10 gün öncesine göre Türkiye'nin sahada zemin kaybetmesi olarak değerlendiriyorum. Ağustos'ta ABD ile varılan bir uzlaşma vardı. O devam ediyor olsaydı kazanımlar fazla olurdu. Anlaşma metnine baktığımızda ise, özellikle 7. madde güvenli bölgenin sınırları belirtilmemiş. Ne uzunluğu ne de derinliği belli değil. Ağustos'ta varılan mutabakatta sınır hattı vardı. Tel Abyad haricindeki bölgeler rejim aracılığıyla Rusya'ya teslim edildi. Rejimin kendi topraklarında zaten Türkiye için durduk yerde güvenli bölge oluşturması diye bir şey olmayacaktı. Şam ve Kürtler arasında varılan, harekatın durmasına yol açan husus Şam ile Kürtlerin anlaşmaya varmış olmasıydı.''

16.10.2019- 22. Dönem Milletvekili Emin Şirin operasyonu yorumluyor. Emin Şirin: ''Yalnız olmasının sebebi iktidara geldiğinden beri uyguladığı lobi faaliyetlerinin yanlışlığı. İkincisi ise modası geçmiş ihvancılık yapıyor.Albayrak'ın ABD'ye gitmemesi olumlu. Komitenin de hazırladığı bir taslak var ancak daha onaylanmadı. Yarın kongreden başka yaptırımlar da çıkacak.Erdoğan IŞİD'lileri hangi mahkeme ve hukuka göre yargılayacaklarını söylemedi. Ancak Erdoğan onların teslim edilmesini söyledi ancak YPG onları serbest bıraktıysa yapacak bir şey yok.''

Eş Yayın yönetmenlerimiz Can Dündar ve Zübeyde Sarı son gelişmeleri konuşuyor. Can Dündar Washington'dan, operasyonun oradaki etkilerini aktarıyor: Gerçekten tarihi bir noktada geldim buraya. 24 saat bile olmadı ama çok önemli üç gelişmesi var. ABD'nin en üst düzeyde Türkiye'yi durdurmak için yaptığı üst düzey bir girişim. ABD'liler işgal söylemini kullanıyorlar, asıl hedef Erdoğan ve Türkiye'yi durdurmak. İkincisi ise sembolik olarak görünen yaptırım kararı. İlk sonucu alındı gibi ve Albayrak IMF toplantısına gelemedi, muhtemelen son anda iptal ettiler. Bu karar, yaptırım daha gelmeden sıkıntı yarattığını gösteriyor. Trump için zorluk şu, hem Türkiye'yi kaybetmek istemiyor hem de cezalandırmak istiyor. Kaybetmek istemiyor, çünkü Türkiye'nin Putin'in kontrolüne girdiğini görüyor.''

Gazeteci İlhan Tanır Washington'dan Suriye'ye düzenlenen operasyon ile ilgili gelişmeleri aktarıyor. İlhan Tanır: "İki partinin de üyeleri Trump'a karşı birleşmiş durumda ancak Trump bu işi biraz oldu bittiye getirdi. Kurumlar buna karşı olmasına rağmen Trump tek başına bir tweet ile yeşil ışık verdi. ABD'de en büyük tepkinin kongreden gelmesi bekleniyor. Somut bir şeyin ortaya çıkması biraz zaman alıyor. Çok büyük bir operasyon ve ölümler meydana gelirse, 13 Kasım'da Erdoğan'ın Washington'a gelmesi ilginç olacak. Beyaz Ev'e nasıl kabul edileceğini göreceğiz."

Ankara muhabirimiz Altan Sancar, HDP'den gelişmeleri bildiriyor. Altan Sancar: "HDP'de toplantı devam ederken Trump'tan açıklama geldi. Özellikle HDP'den Türkiye'nin bataklığa sürüklendiği konusunda tüm bileşenleri hemfikir durumdalar. Aynı zamanda HDP-BDP ve HDK uluslararası girişimlerde de bulunulacaklar.''

Gazeteci İrem Afşin Silivri'den Gezi Davası'nda neler yaşandığını #ÖzgürüzRadyo'ya anlatıyor. İrem Afşin: "Yapıcı'ya 'ısrarla kanunları kullanmak yerine neden Polisler ile çatıştınız?' dediler ve Yapıcı da tüm itirazlarını yaptıklarını söyledi. Aradan sonra Mücella Yapıcı ve Can Atalay sorgulara tabii tutuldular. Yapıcı'ya Taksim Dayanışma soruları beklenirken, 'Gezi'yi nasıl organize ettiniz?' soruları geldi". Mine Özerden de "Gezi olaylarını biz organize etmedik ama yanlış gördüklerimizi de her zaman söyledik." dedi. Can Atalay, hukuki dayanağı olmayan bir inşaata vatandaşın tepkisinin başladığı zaman Gezi'nin meydana geldiğini ve polis'e etkin savunma yapıldığını söyledi.

Evrensel Gazetesi yazarı Yusuf Karataş olası Suriye operasyonunu ve sonuçlarını değerlendirdi. Karataş: ''Bu operasyon Fırak Kalkanı ve Afrin’e benzemeyecek. Kürtler kazanımlarını korumak bakımından son noktaya geldiler; ciddi ve kapsamlı çatışların önü açılabilir. IŞİD gibi örgütler böylesi kaotik ortamları kendileri için bir yaşam alanı olarak görürler. Bu ortam bölgeyi daha büyük istikrarsızlığa sürükleyecek yapılanmaların yaşam bulabileceği bir zemin yaratabilir. İktidar iç politikadaki sıkışmışlığı nedeniyle, hem muhalefeti susturmak, hem de geniş toplum kesimlerini milliyetçilik ve şovenizm üzerinden kendi politikasına yedeklemek için kullanıyor. Rusya; Türkiye’nin kendini tehdit olarak oraya dayatmasını, ABD’nin oradan çekilmesini ister ama Türkiye’nin orada kalıcı olmasını, 2 milyon mültecinin yerleştirilmesine evet demeyecektir.''

Gazeteci İrem Afşin Silivri'den Gezi Davası'nda neler yaşandığını #ÖzgürüzRadyo'ya anlatıyor. İrem Afşin: "Duruşma 1 saat geç başladı ve hakim de değişti. Tavrı da belliydi ve mahkemenin başında kimsenin alkışlama gibi ses çıkarmalarını istemediğini ve cezalandırılacağını söyledi. Bir hakim sorgusundan çok bir savcı sorgusuna benzeyen bir sorgu gördük. Başlangıçtan itibaren Taksim Dayanışma tweetlerini, Soros'u tanıyor musun gibi sorular yöneltildi. Israrlı bir şekilde Gezi'ye poğaça ve maske alınması konusunda Kavala 'Gezi ile ilgili resmi ya da gayriresmi ödeme yapılmamıştır' dedi. Polislerin aşırı güç kullandığına dair Kavala'nın belli tespitleri vardı ve hakim 'Polis aşırı güç mü kullandı?' gibi bir soruyla karşılaştık."

Siyah transporter tarafından kaçırılmak istenen Eğitim-Sen üyesi öğretmen Hayrullah Narin yaşadıklarını Mercek’te anlattı. Narin: ''Polis olduğunu söyleyen kişi ‘biz dostuz, seninle dostane bir şekilde konuşmak istiyoruz, minibüse bin’ dedi; binmedim. Minibüs siyah camlıydı, içerisi görünmüyordu. İmdat beni kaçırmak istiyorlar diye bağırıp, markete doğru koştum. Ben koştuktan sonra, ‘okula gelmesini de biliriz’ tehdidini savurarak, minübüse bindiler. Eğitim-Sen üyesiyim. Sendikamın kararları doğrultusunda eylemlere katılıyorum; bununla ilgili olabilir. Yıllardır Cumartesi Annelerinin verdiği mücadeleyi biliyoruz. Korkuyorum ama korkuya boyun eğmeyeceğim.''