Logo

    evrimsumer

    Explore "evrimsumer" with insightful episodes like "Kubilay Tunçer: Evdeki Sihirbaz", "Prof. Dr. Nita Scherler: Sinirlediğimiz aslında çocuğumuz değil, kendimiziz!", "Prof. Dr. Levent Kurnaz: “Islak Termometre 35” film senaryosu değil!", "Çocuk ve ebeveynlerin kabusu LGS; Bebek, Çocuk ve Ergen Psikoloğu Füsun Aygölü" and "Dilek Baytan & Ömer R. Gencal: Sporun dönüştürücü gücü" from podcasts like ""Evrim Sümer | Laylu ve Ben", "Evrim Sümer | Laylu ve Ben", "Evrim Sümer | Laylu ve Ben", "Evrim Sümer | Laylu ve Ben" and "Evrim Sümer | Laylu ve Ben"" and more!

    Episodes (9)

    Kubilay Tunçer: Evdeki Sihirbaz

    Kubilay Tunçer: Evdeki Sihirbaz


    Bu bölümde konuğum 3 çocuk babası bir sihirbaz; Kubilay Tunçer, nam-ı diğer, QB.

    Sihirbaz kulağa en neşeli gelen diye gerisini atlamayalım; Yazar, senarist, tiyatro-dizi ve sinema oyuncusu. Çok başarılı bir oyuncu olmasının yanı sıra, Uluslararası Merlin ödüllü bir sihirbaz ve ödüllü bir oyun yazarı.

    Konu eve ve çocuklara gelince bu şapkaların çoğu uçuyor, geriye üniversitede psikoloji okumuş bir baba kalıyor. İki ayrı şehirde yaşayan, ikisi ikiz, 3 çocuk babası olmak kolay olmasa gerek. “Hayattaki en büyük başarım, çocuklarım arasındaki bağı kurmaktı” diyen Tunçer, bunu jonglörlük yapmaya benzetiyor.

    Tavşan ve çocuk terbiyesinin benzeyen ve benzemeyen yanlarından girdik, rahat ve geniş ebeveyn farklarından ilerleyip, biraz felsefi konulara bakıp baba olduktan sonra zenginleşen yaratıcılığından çıktık.
    Zira Tunçer çocuk sahibi olmasıyla birlikte çocuklara yönelik eserler de üretmeye başladı: Herkes Sihirbaz Olacak (kitap ve tiyatro), Odadaki Sihirbaz (aile şovu) bugüne kadar yaptıkları. Online platformlardaki sihir dersleri bonus. Kitap kitapçılarda, oyunların biletleri internette ve gişelerde.

    Soru, yorum ve eleştirileriniz için bana Instagram'da EvrimSumer hesabımdan ya da LayluveBen@gmail.com mail adresimden ulaşabilirsiniz. 


    Prof. Dr. Nita Scherler: Sinirlediğimiz aslında çocuğumuz değil, kendimiziz!

    Prof. Dr. Nita Scherler: Sinirlediğimiz aslında çocuğumuz değil, kendimiziz!

    Bu bölümde konuklarım Klinik Psikolog Prof. Dr. Hanna Nita Scherler ve eğitim danışmanı Ateş Ataseven.

    Konumuz, Gestalt bakış açısı ile çocuk büyütmek, ebeveynlikte akışkanlığı sağlamak ve dengeyi kurmak.

    Bu tanımlara yabancıysanız sakın bu bölümü pas geçmeyin! Çünkü Nita Scherler, Gestalt’ın tanımını yapmakla kalmadı, bir çocuğun doğumdan 18 yaşına kadar geçtiği bilinç gelişim evrelerini ve yaşanabilecek sorunları anlattı.

    Ateş Ataseven ise ağırlıklı olarak baba kontenjanından katıldığı sohbetimizi kendi tecrübeleri ve pratikle tamamladı.

    Nita Scherler’in, “sinirlendiğiniz şey aslında çocuğunuz değil, o davranışa atfettiğiniz anlamdır ve bu büyümeniz için eşsiz bir fırsattır” dediği andan itibaren kendimi önce kıyma makinesine, sonra mikroskoba soktum.

    Çocuğa istediği her şeyi vermemenin öneminden, bir takım mayınlı bölgelere uzanan üçlü sohbetimizin her cümlesi başlık çıkaracak nitelikteydi.

    Evrim Sümer'i sosyal medyadan takip etmek için tıklayın!
    Hanna Nita Scherler'i sosyal medyadan takip etmek için tıklayın!
    Ateş Ataseven'i sosyal medyadan takip etmek için tıklayın! 

    Prof. Dr. Levent Kurnaz: “Islak Termometre 35” film senaryosu değil!

    Prof. Dr. Levent Kurnaz: “Islak Termometre 35” film senaryosu değil!

    Bu haftaki konuğum İklim ve Doğa Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Yöneticisi.

    İklim krizi denince akla ilk gelen isimlerden biri, daha önce sıklıkla konuşmalarını ve ismini duymuş olabilirsiniz. Peki, bu bölümün farkı ne, derseniz; iklim krizini ve bizi bekleyenleri çocuklar ve ailelerden çıkışla konuşmuş olmamız derim.

    Herkes şunu diyor ya; “Ben ne yapabilirim ki?” işte tam da her bireyin dönüşüme ve korumaya katkısı olacağını anlatıyor Prof. Kurnaz. Evde yapabileceğimiz minicik bir düzenleme bile iklim krizine giden yolu yavaşlatabilir. Mesela evi kışın 21 derecenin üzerinde ısıtmamak, yazın da 25’in altında soğutmamak. Ya da, pişireceğimiz kadar satın almak, yiyeceğimiz kadar pişirmek! Ona göre en büyük felaket, sebzeyi ve eti yemeden çöpe atmak!

    “Islak Termometre 35”i konuştuğumuz kısım ise film senaryosu değil, olası gelecek! Enerji kaynağının değişmesinden, ihtiyaç duyulacak enerjinin yeniden planlanmasına ve evlere güneş enerjisi yatırımına kadar birçok başlığı konuştuğumuz sohbet dilerim ki, sizi de benim kadar aydınlatır.


    Evrim Sümer'i sosyal medyadan takip etmek için tıklayın!
    Levent Kurnaz'ı sosyal medyadan takip etmek için tıklayın!

    Çocuk ve ebeveynlerin kabusu LGS; Bebek, Çocuk ve Ergen Psikoloğu Füsun Aygölü

    Çocuk ve ebeveynlerin kabusu LGS; Bebek, Çocuk ve Ergen Psikoloğu Füsun Aygölü

    Analar, babalar, çocukları 7. ve 8. sınıfta olanlar, LGS kısaltmasını duyduğunda üç harfli görmüşten beter olanlar, tansiyonu çıkanlar, kalbi sıkışanlar… okuldan dershaneye, oradan özel öğretmene koşturanlar… cüzdanlarındaki delik ozon tabakasındakinden büyük olanlar… aramızda mısınız?

    Bebek, Çocuk ve Ergen Psikoloğu Füsün Aygölü ile bu bölümde LGS konuşuyoruz. Henüz oraya gelmemişler için Liseye Giriş Sınavı yani.

    LGS'de söz hakkı kimindir? Çocuğun mu, ebeveynin mi? Her çocuk LGS’ye girmeli midir? Doğru okul nasıl anlaşılır? LGS hazırlık yıllarında yaşanan travma, duygusal ve fiziksel kayıplar telafi edilebilir mi? Ne olursa bir psikoloğa, psikiyatriste başvurmak gerekir?

    Çocukların liseye giriş sürecinde yaşadığı kaygı ve endişeyi, ailelerin çocuklarına ve kendilerine nasıl destek olabileceğini, kriz yönetimini ve okulların duruşunun önemini konuştuk.


    Evrim Sümer'i sosyal medyada takip etmek için tıklayın!

    Dilek Baytan & Ömer R. Gencal: Sporun dönüştürücü gücü

    Dilek Baytan & Ömer R. Gencal: Sporun dönüştürücü gücü

    Bu bölümde konumuz spor. Ebeveynden alınan ilham, çocuğa aktarılan spor alışkanlıkları; sporun gençlerin hayatındaki dönüştürücü gücü, sosyal ve eğitim hayatına olumlu etkileri…

    Konuklarım, Dilek Baytan ve Ömer R. Gencal; ikisi de multidisipliner sporcu, triatlet. Koşma, yüzme, bisiklet, güç antrenmanları… Katılınmış onlarca yarış, birçoğu IronMan, yarı maratondan kısasına yarış demiyorlar, triatlon deyince gözleri parlıyor.

    Dilek ve oğlu, halen Türkiye’nin birlikte IronMan yapmış tek anne-oğul ikilisi. Hayatlarına spor girince zaman zaman roller değişmiş, oğlu Dilek’e hocalık yapmış, ilişkileri bambaşka bir boyuta taşınmış. Ömer ise babasından aldığı alışkanlıkla çocukluk yıllarından beri sporsuz bir gün geçirmemiş. İkisi de çocuklarından erken yatıyor, çünkü sabahları 05.00 civarı spora başlıyorlar ve bunu yapmadıkları gün kendilerini eksik hissediyorlar.

    Başarılarının arkasında kararlılık, mücadele, sabır ve hedef belirleme var ama birincil hedefleri sadece kendilerini geçmek, ki sanırım bir sonraki jenerasyon için daha güzel bir örnek olamaz. Çünkü çocuklar söylediğinizi değil, sizden gördüğünü yapar!


    Evrim Sümer'i sosyal medyadan takip etmek için tıklayın!
    Dilek Baytan'ı sosyal medyadan takip etmek için tıklayın!
    Ömer R. Gencal'ı sosyal medyadan takip etmek için tıklayın!

    Bade & Payam Işık: Bir ergen ile annesinin gözünden beyin göçü

    Bade & Payam Işık: Bir ergen ile annesinin gözünden beyin göçü

    Bu bölümdeki konuklarım birilerine göre çok “süfli.” Kendilerine bambaşka bir ülkede sıfırdan bir hayat kurdular. Hedefleri de bildiğim kadarıyla daha çok konsere gitmek, daha iyi bir telefon veya araba kullanmak değildi. Sekiz yaşındaki kızlarına güvenli, güzel bir gelecek sunmaktı birincil sebepleri. Diğerleri ise malum; Türkiye’nin ekonomik ve siyasi gidişatı. Yani, bana sorsanız süfli dışında her şey, hatta ulvi.

    Evet, konumuz aile boyu beyin göçü. Payam-Burak ve Bade Işık’tan oluşan bu çekirdek aile 2017’de Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye yerleşti. Burak reklamcı, Payam insan kaynakları yöneticisi ve danışmanı, Bade öğrenci ve sporcuydu. Hepsini yepyeni bir hayat bekliyordu ve bu öyle kulağa geldiği gibi çok da kolay, laylaylom bir yol değildi.

    Bugün stüdyodaki konuklarım aileyi temsilen Payam Yüce Işık ile 14 yaşındaki kızları Bade. Tabii ki hepsinin yaşadıklarını sordum; işlerini yeniden kurmaktan ev temizliğine kadar, ama itiraf edeyim, bir anne olarak en çok Bade’nin duygularını, adapte olma hikayesini merak ediyordum.

    Anne babasının ülke değiştirme kararını duyduğunda ilk tepkisi ağlamak ve endişe olan 8 yaşındaki Bade bugün “cool” bir ergen. İngiliz U14 basketbol milli takımına girmeye uzanan başarılı spor hayatını, oradaki eğitim sistemini, Türk ailelerin kabusu LGS ve üniversiteye girişlerinin orada nasıl yönetildiğini bir ergenden beklenmeyecek netlikte anlattı. Annesi Payam’ın ise “daha önce delege ediyordum” dediği anneliğini yeniden kurgulaması, kızıyla çok daha yakınlaşmasına imkan veren yeni hayatı bana derinden dokundu.

    Bade’nin “Kendini nereli hissediyorsun” soruma verdiği cevap ve neredeyse hayatının yarısını yabancı bir ülkede “yaşamanın” onda yarattığı hisleri anlatması ayrıca etkileyiciydi.


    Evrim Sümer'i sosyal medyadan takip etmek için tıklayın!
    Payam Yüce Işık'ı sosyal medyadan takip etmek için tıklayın!

    Efsun Sertoğlu: Çok mayınlı bölgede akil bir sohbet: Cinsellik

    Efsun Sertoğlu: Çok mayınlı bölgede akil bir sohbet: Cinsellik

    Bu bölümde konuğum Efsun Sertoğlu, cinsellik eğitmeni ve danışmanı. Bir sürü çalışmasının yanı sıra 20 senedir okullarda cinsellik eğitimi veriyor. Sadece çocuk, ergen ve gençlerle çalışmıyor; öğretmenlere, rehberlik servislerine ve yetişkinlere de danışmanlık yapıyor.

    Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Eğitimi Bölümü’nde tamamlayan Sertoğlu, mezuniyetinden bu yana cinsel haklar, cinsel sağlık ve üreme sağlığı, kapsamlı cinsellik eğitimi, toplumsal cinsiyet eşitliği, ihmal, istismar ve şiddet biçimlerine karşı koruyucu-önleyici yaklaşım gibi konular odağında çalışmalar yürütüyor. Yani özetle, bu konuyu konuşmak için daha iyi bir isim gelmiyor aklıma.

    Bu bölümde dinleyecekleriniz kendi içimize bakmamıza da sebep olacak (umarım). Zira çocukların cinselliğe bakışını büyük oranda ailelerin tavrı belirliyor. Korku, utanç, ayıp, yasak, yanlış, suçluluk gibi kavramların havada uçuştuğu Türkiye’de işler pek de kolay değil tahmin edersiniz. Ha bu arada “cinsellik” derken cinsel ilişki değil kast edilen. Flört, öpüşmek, istek, onay kültürü… hepsi bu başlığın önemli bileşenleri. Sağlıklı ilişki nedir, doğal olan ve olmayanlar, etik olan nedir, çocuklarımıza nasıl iyi örnek oluruz, nasıl anlatacağız, neden konuşmaktan kaçınmamalıyız?..

    Ve şu iki şeyi unutmadan: 1) Biz çocuğumuzun arkadaşı değiliz! 2) Her çocuk biricik ve bu konuların standart bir yaklaşımı veya yol haritası yok!

    Diğerlerine göre biraz daha uzun bir bölümle karşılaştığınızın farkındayım ama valla sohbetimiz su gibi aktı! Ortalardan itibaren çocuk ve ergenlerin porno ile istemli veya istemsiz tanışmaları ve sonuçlarını da konuştuğumuz bir kısım var ki, bunu tüm anne babalar, hatta çocuklarla, ergenlerle teması olan herkes dinlemeli! Çünkü çocuklarımıza ne kadar hakim olduğumuzu düşünsek bile inanın hemen hepsi bir şekilde pornoya maruz kalıyor. Okulda, okul yolunda, serviste, arkadaş buluşmasında… İsteyerek veya zorla izletilerek! Bazısı ebeveyni ile paylaşıyor, bazısı korkuyor, susuyor. Onlaraa kızmadan, yargılamadan davranmanın önemini kavrayacaksınız burada, aslında diğer her konuda olduğu gibi!

    Efsun Sertoğlu’na iki sebeple çok teşekkür ediyorum. Birincisi, bu kadar magazinleşmeye ve cıvımaya meyilli bir konuyu hiçbir yanlış anlama ihtimaline fırsat vermeden, ciddiyetle ve sükunetle anlattığı için. Diğeri ise listesini aşağıda bulacağınız kaynaklar için. Web sitelerinden videolara, sosyal medya hesaplarına uzanan müthiş bir kaynakça paylaştı dinleyenler için. Cinsel yönelimlerden çocuk haklarına, çocuklarına regl olmayı anlatmakta zorlananlara kadar çok geniş bir yelpazede bilgi alabilirsiniz.

    Sohbette bahsi geçen, Billie Eilish’in pornoya dair röportajını ise bu linkte bulabilirsiniz: https://www.theguardian.com/music/2021/dec/15/billie-eilish-says-watching-porn-gave-her-nightmares-and-destroyed-my-brain

    Efsun Sertoğlu’nunkilere ek olarak benden de İngilizce iki kaynak: www.amaze.org ve https://parents.culturereframed.org/

    Web sayfaları
    Çocukla Barış: https://cocuklabaris.blogspot.com/
    Dijital Medya ve Çocuk: https://dijitalmedyavecocuk.bilgi.edu.tr/
    Çocukla Sinema: https://www.cocuklasinema.com/
    Mino’nun Şarkısı: https://www.minonunsarkisi.org/
    Ergen Gelişimi: https://ergengelisimi.org/
    Zorbalığı Engelle: https://www.zorbaligiengelle.org/
    Odeobank, Eşit Masallar:

    Leyla Smyrna Cabas: Büyümek, gelecekte olacağımız kişiye yaklaşmaktır.

    Leyla Smyrna Cabas: Büyümek, gelecekte olacağımız kişiye yaklaşmaktır.

    Bu bölümdeki konuğum, beni en çok heyecanlandıran desem hiç yalan olmaz! Ne kadar peşinden koştuğumu anlatamam size! Bir olur diyor, bir olmaz. Hadi yapalım dediğimizde de aylardır onun yoğun takvimine uyduramadık… Neyse ki okullar tatile girdi de kaydı yapabildik.

    Evet, konuğum kızım Leyla Smyrna Cabas, nam-ı diğer Laylu. Anlayacağınız sonunda podcast isminin hakkını verdi!

    12 yaşındaki Leyla ile büyümek, değişmek, arkadaşlar, sorumluluklar, moda ve okul hakkında sohbet ettik. 12 yıllık annesiyim, soruları tek cümleyle geçiştirmeden uzun uzun cevaplaması beni bile şaşırttı!


    Evrim Sümer'i sosyal medyadan takip etmek için tıklayın!

    Mültidisipliner Anne: Eylem Abalioğlu

    Mültidisipliner Anne: Eylem Abalioğlu

    Eylem Abalıoğlu tam bir multidisipliner anne! İki çocuk annesi olmasının yanı sıra tiyatrocu ve performans sanatçısı, beden çalışmaları yapıyor, üniversitede ders veriyor, bir yandan doktorası için çalışıyor, sabahın köründe kalkıp koşuyor, kafasına eserse antrenman yapmadan maraton bitiriyor…

    Bugün konuğum olmasının birincil sebebi ise geçen bölümlerde bahsi geçen somatik deneyimleme. Yani, daha basit tanımla doğaçlama hareket çalışması. Eylem, yıllardır hem öğrenmeye devam ediyor hem de düzenlediği yaratıcı hareket atölyeleriyle çocukların ve yetişkinlerin, bedenlerinde özgürleşmelerine destek oluyor.

    Anneliğini nasıl tanımlıyor derseniz; “Bırakın dağınık kalsın,” diyor. Ama tabii bunun temelinde kendini bildi bileli okuduğu ve eğitimini aldığı felsefe yatıyor. O yüzdendir ki, “çocukların mutlaka boş alana ve sıkılmaya ihtiyacı var” diyor.


    Evrim Sümer'i sosyal medyada takip etmek için tıklayın!
    Eylem Abalıoğlu'nu sosyal medyada takip etmek için tıklayın! 

    Logo

    © 2024 Podcastworld. All rights reserved

    Stay up to date

    For any inquiries, please email us at hello@podcastworld.io