Hacı Kemal Erimez AÄabey / 2019 Mart
1960 ihtilalinden sonra kurulan Adalet Partisine
destek verir, Süleyman Demirelâi evinde
misafir eder. 1977 seçimlerinde Ä°zmirâden milletvekili
adayı olan Turgut Ãzalâı da desteklemiÅtir.
Bunları yaparken Hacı Kemal aÄabeyin
siyasetten hiçbir Åahsî beklentisi olmamıÅtır.
Hacı Kemal aÄabeyi 1960âta Ä°zmirâde tanıdım.
O zamanlar Ramazan aylarında Ä°zmirâe
vaaza gelen Tahir Büyükkörükçü Hocamızın
vaazlarını takip ederdi. Elindeki teybi ile onun
gölgesi gibiydi. 1963âten itibaren de YaÅar Tunagür
Hocamızın vaazlarını teybi ile takip etti.
Ayrıca Hacı Kemal aÄabeyimizi Mustafa Birlik
aÄabeyimizin evindeki Risale-i Nur sohbetlerinde
de görüyordum.
Hacı Kemal aÄabeyimiz, M. Fethullah Gülen
Hocaefendiânin vaazını ilk olarak nasıl duyduÄunu
Åöyle anlatmıÅtı: âBen Cuma namazı için
BaÅdurak Camiine gittim. Takunyaları ayaÄıma
geçirdim, abdest alıyorum. Baktım, hoparlörden
bir ses geliyor ama nasıl bir ses! Bir hoca
vaaz ediyor. O zaman Kestanepazarıândaki
vaaz, merkezî sistemle çevre camilerde dinleniyordu.
âAllah Allah!â dedim. Bu nasıl vaaz böyle?
Nurları anlatıyor. Böyle vaaz mı olur, nasıl Åey
bu? Sanki bu dünyadan deÄil de baÅka bir âlemden
geliyordu bu ses. O gün takunyalarla gittim
Kestanepazarı Camiine. Hocaefendiâyle asıl tanıÅmamız
böyle oldu. Ertesi gün beraber KarÅıyakaâya
sünnet düÄününe gittik. Bütün hocalar
orada. Hepsi konuÅtu, o konuÅmadı. Herhalde
rekabet olur diye, konuÅmak istemedi. DönüÅte
bindik gemiye; güvertede oturmadı, ambara
indi hemen. Cebinden bir kitap çıkardı, baÅladı
okumaya. Ben sürekli tetkik ediyorum. Dedim:
Bu ne Tahîr Hocaâya benziyor ne de YaÅar Hocaâya.
Allah selamet versin ikisini de çok severim
ama bu hiçbirine benzemiyor, bambaÅkaâ¦
Kendi kendime âHacı Kemal, iÅte yıllardır aradıÄın
mürÅidi buldun. Bundan sonra bu hocanın
peÅinden ayrılma.â
Gerçekten de Hacı Kemal aÄabey, M. Fethullah
Gülen Hocaefendiâye gönülden en derin bir
muhabbetle baÄlıydı, tavsiyelerini emir telakki
eder, hatta ima ve iÅaretlerini bile deÄerlendirip
onlardan kendine pay çıkarırdı.
Hocaefendi bizim bir hatamız, bir yanlıÅımız
olduÄu zaman çoÄu zaman doÄrudan yüzümüze
vurmaz, Peygamber Efendimizin (sallallâhu aleyhi
ve sellem) usulü ile âNe oluyor ki bazıları Åöyle
yapıyor?â diyerek umuma hitap edip herkesin
içinde o yanlıÅı yapan ders alsın diye bir üslup
kullandıÄı gibi, bizlere âBazı arkadaÅlarımızâ¦â
diye meseleyi anlatırdı. ÃoÄu zaman biz esasen
Hocaefendiânin bizlerden hangimizi kastettiÄini
bilirdik, ama Hacı Kemal aÄabey bunların
hepsini kendi üzerine alır, âVallahi, Hocaefendi
bunları bana söylüyor, ben Åöyle yapmalıyım,
ben böyle yapmalıyımâ der ve her sözden hisse
kapıp ibret ve ders alarak güzel iÅler yapardı.
Gerçekten, mürÅidleri âBana hitap ediyorâ diye
dinlemek, çok iyi istifade etmeye vesile olur.
Hocaefendiâden 12 yaÅ büyük olan Hacı Kemal
aÄabeyin bu hâli hepimize bir örnekti.
Hocaefendi Ege Ãniversitesinin bulunduÄu
Ä°zmir Bornovaâda, Cuma vaazlarına baÅladıÄı
dönemde, aynı gün akÅam namazından sonra
soru-cevaba baÅlar, yatsıyı biraz geciktirir, bilhassa
o günlerde üniversitede öÄrencilere yönelik
dinsizlik propagandalarına dair ileri sürülen
sorulara uzun uzun cevaplar verirdi. Bunların
bir kısmı Sızıntı dergisinde neÅredildi ve kitaplaÅtırıldı.
O cevapları teypten birkaç defa dinledikten
sonra öÄrenciler de profesörlere ve arkadaÅlara
bunları anlatırlardı. Böylece çok güzel
hizmetler olurdu. Onun için Hacı Kemal aÄabey,
Ä°stanbulâdan tanıdıÄı, hatırının geçtiÄi ileri gelen
kimseleri perÅembeden uçakla Ä°zmirâe getirir,
Cuma vaazını ve akÅamki soru-cevapları
dinletir, cumartesi ve pazar günleri de onları
üniversite civarında öÄrencilerin kaldıkları evlere
götürüp Hizmetâi tanıtmaya çalıÅırdı.
destek verir, Süleyman Demirelâi evinde
misafir eder. 1977 seçimlerinde Ä°zmirâden milletvekili
adayı olan Turgut Ãzalâı da desteklemiÅtir.
Bunları yaparken Hacı Kemal aÄabeyin
siyasetten hiçbir Åahsî beklentisi olmamıÅtır.
Hacı Kemal aÄabeyi 1960âta Ä°zmirâde tanıdım.
O zamanlar Ramazan aylarında Ä°zmirâe
vaaza gelen Tahir Büyükkörükçü Hocamızın
vaazlarını takip ederdi. Elindeki teybi ile onun
gölgesi gibiydi. 1963âten itibaren de YaÅar Tunagür
Hocamızın vaazlarını teybi ile takip etti.
Ayrıca Hacı Kemal aÄabeyimizi Mustafa Birlik
aÄabeyimizin evindeki Risale-i Nur sohbetlerinde
de görüyordum.
Hacı Kemal aÄabeyimiz, M. Fethullah Gülen
Hocaefendiânin vaazını ilk olarak nasıl duyduÄunu
Åöyle anlatmıÅtı: âBen Cuma namazı için
BaÅdurak Camiine gittim. Takunyaları ayaÄıma
geçirdim, abdest alıyorum. Baktım, hoparlörden
bir ses geliyor ama nasıl bir ses! Bir hoca
vaaz ediyor. O zaman Kestanepazarıândaki
vaaz, merkezî sistemle çevre camilerde dinleniyordu.
âAllah Allah!â dedim. Bu nasıl vaaz böyle?
Nurları anlatıyor. Böyle vaaz mı olur, nasıl Åey
bu? Sanki bu dünyadan deÄil de baÅka bir âlemden
geliyordu bu ses. O gün takunyalarla gittim
Kestanepazarı Camiine. Hocaefendiâyle asıl tanıÅmamız
böyle oldu. Ertesi gün beraber KarÅıyakaâya
sünnet düÄününe gittik. Bütün hocalar
orada. Hepsi konuÅtu, o konuÅmadı. Herhalde
rekabet olur diye, konuÅmak istemedi. DönüÅte
bindik gemiye; güvertede oturmadı, ambara
indi hemen. Cebinden bir kitap çıkardı, baÅladı
okumaya. Ben sürekli tetkik ediyorum. Dedim:
Bu ne Tahîr Hocaâya benziyor ne de YaÅar Hocaâya.
Allah selamet versin ikisini de çok severim
ama bu hiçbirine benzemiyor, bambaÅkaâ¦
Kendi kendime âHacı Kemal, iÅte yıllardır aradıÄın
mürÅidi buldun. Bundan sonra bu hocanın
peÅinden ayrılma.â
Gerçekten de Hacı Kemal aÄabey, M. Fethullah
Gülen Hocaefendiâye gönülden en derin bir
muhabbetle baÄlıydı, tavsiyelerini emir telakki
eder, hatta ima ve iÅaretlerini bile deÄerlendirip
onlardan kendine pay çıkarırdı.
Hocaefendi bizim bir hatamız, bir yanlıÅımız
olduÄu zaman çoÄu zaman doÄrudan yüzümüze
vurmaz, Peygamber Efendimizin (sallallâhu aleyhi
ve sellem) usulü ile âNe oluyor ki bazıları Åöyle
yapıyor?â diyerek umuma hitap edip herkesin
içinde o yanlıÅı yapan ders alsın diye bir üslup
kullandıÄı gibi, bizlere âBazı arkadaÅlarımızâ¦â
diye meseleyi anlatırdı. ÃoÄu zaman biz esasen
Hocaefendiânin bizlerden hangimizi kastettiÄini
bilirdik, ama Hacı Kemal aÄabey bunların
hepsini kendi üzerine alır, âVallahi, Hocaefendi
bunları bana söylüyor, ben Åöyle yapmalıyım,
ben böyle yapmalıyımâ der ve her sözden hisse
kapıp ibret ve ders alarak güzel iÅler yapardı.
Gerçekten, mürÅidleri âBana hitap ediyorâ diye
dinlemek, çok iyi istifade etmeye vesile olur.
Hocaefendiâden 12 yaÅ büyük olan Hacı Kemal
aÄabeyin bu hâli hepimize bir örnekti.
Hocaefendi Ege Ãniversitesinin bulunduÄu
Ä°zmir Bornovaâda, Cuma vaazlarına baÅladıÄı
dönemde, aynı gün akÅam namazından sonra
soru-cevaba baÅlar, yatsıyı biraz geciktirir, bilhassa
o günlerde üniversitede öÄrencilere yönelik
dinsizlik propagandalarına dair ileri sürülen
sorulara uzun uzun cevaplar verirdi. Bunların
bir kısmı Sızıntı dergisinde neÅredildi ve kitaplaÅtırıldı.
O cevapları teypten birkaç defa dinledikten
sonra öÄrenciler de profesörlere ve arkadaÅlara
bunları anlatırlardı. Böylece çok güzel
hizmetler olurdu. Onun için Hacı Kemal aÄabey,
Ä°stanbulâdan tanıdıÄı, hatırının geçtiÄi ileri gelen
kimseleri perÅembeden uçakla Ä°zmirâe getirir,
Cuma vaazını ve akÅamki soru-cevapları
dinletir, cumartesi ve pazar günleri de onları
üniversite civarında öÄrencilerin kaldıkları evlere
götürüp Hizmetâi tanıtmaya çalıÅırdı.