Logo

    yavuzbaydar

    Explore "yavuzbaydar" with insightful episodes like "Bu kez köprüden önceki son çıkış, seçim 2023'e kalmayacak çünkü… - Ertuğrul Günay", "'Ä°ttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (Son Bölüm)", "'Ä°ttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (4. Bölüm)", "'Ä°ttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (3. Bölüm)" and "'Ä°ttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (2. Bölüm)" from podcasts like ""Editör Masası", "DERSİMİZ TARİH", "DERSİMİZ TARİH", "DERSİMİZ TARİH" and "DERSİMİZ TARİH"" and more!

    Episodes (28)

    Bu kez köprüden önceki son çıkış, seçim 2023'e kalmayacak çünkü… - Ertuğrul Günay

    Bu kez köprüden önceki son çıkış, seçim 2023'e kalmayacak çünkü… - Ertuğrul Günay
    Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, sosyal medyadan paylaştığı videolarla gündem olmaya devam ediyor.

    YouTube hesabından bir video serisi başlatarak devlet-mafya-siyaset üçgenindeki kirli işleri kısmi olarak ifşa eden Peker, bu kez İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya da yakınlığı ile bilinen İnternet Haber'in kurucu sahibi Hadi Özışık'la yaptığı görüşmelerin kayıtlarını paylaşarak işin medya ayağını da ortaya çıkarmaya başladı.

    Editör Masası'nda bu hafta Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan ve Ahval İngilizce Editörü İlhan Tanır, konukları eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile "Mafya-siyaset-medya ilişkisi nasıl bir Türkiye anlatıyor?" sorusu üzerinden değerlendirmelerde bulunuyor.

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (Son Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (Son Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin son bölümü sizlerle...

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (4. Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (4. Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin dördüncü bölümü sizlerle...

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (3. Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (3. Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin üçüncü bölümü sizlerle...

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (2. Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (2. Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin ikinci bölümü sizlerle...

    Popülizm (Halkçılık) nedir? Halktan nasıl beslenir ve büyür? Nasıl yaşanır? - Prof Doğu Ergil

    Popülizm (Halkçılık) nedir? Halktan nasıl beslenir ve büyür? Nasıl yaşanır? - Prof Doğu Ergil
    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Dersimiz Tarih'te Prof Doğu Ergil ile yaptığı faşizm konulu söyleşinin ardından bu kez popülizm (Halkçılık) konusunu ele alıyor.

    Yayında şu sorulara cevap aranıyor:

    - Popülizm (Halkçılık) nedir?

    - Halktan nasıl beslenir ve büyür?

    - Nasıl yaşanır?

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (1)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (1)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin ilk bölümünü sizlerle...

    Erdoğan 2021'de de gücü elde tutabilecek mi? - Editör Masası

    Erdoğan 2021'de de gücü elde tutabilecek mi? - Editör Masası
    Türkiye, koronavirüs salgının damga vurduğu 2020'yi en ağır hasarla geçiren ülkelerin başında geliyor. Zira hâlihazırdaki ekonomik kriz, salgınla birlikte derinleşti.

    Ahval Editör Masası'nda 2020'nin panoramasını çekildi.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan, Ahval İngilizce Editörü İlhan Tanır ve Ahval Ankara Temsilcisi Zülfikar Doğan, 2020 yılında Türkiye'nin sistem krizini ile muhalefetin rolünün yanı sıra 2021 için Erdoğan'ın gücü elinde tutup tutamayacağını sorguladılar.

    2020'de Türkiye'nin sistem krizi hangi alanlarda derinleşti, muhalefet nerelerde sınıfta kaldı?

    2020'de Türkiye'nin sistem krizi hangi alanlarda derinleşti, muhalefet nerelerde sınıfta kaldı?
    Türkiye'nin önde gelen siyasetçi, ekonomist, dış politika uzmanı ve alanında uzman isimler, Ahval Forum'da 2020'nin panoramasını çekti.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar sordu; HDP Milletvekili Hüdakaya, Eski Anavatan Genel Başkanı Nesrin Nas, Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Eski AKP Milletvekili Prof Haluk Özdalga, CHP Parti Meclisi Üyesi Prof Gaye Usluer, Prof Binnaz Toprak ve İlahiyatçı İhsan Eli Açık cevapladı.

    Ahval Forum'da 2020 yılında Türkiye'nin sistem krizinin hangi alanlarda derinleştiği, muhalefet hangi derslerden sınıfta kaldığı sorularına cevaplar arandı.

    2021 Erdoğan’ın son yılı mı olacak?

    2021 Erdoğan’ın son yılı mı olacak?
    Türkiye her geçen gün daha da yalnızlaşıyor ve ufalanan bayat ekmek misali çöküyor. Korona’dan ölenler rekor kırıyor… Artık herkes Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı rakamların yalan olduğunu biliyor. Büyükşehir Belediye Başkanları’nın deyimiyle koronadan ölüm sayısı “Açıklananın en az iki-üç katı…” Vaka sayısının da buna benzer olduğu ortada…

    Damadını Hazine Bakanı yapıp kamu kaynaklarını çarçur eden Erdoğan, ülke hazinesini resmen iflas noktasına getirdi. Merkez Bankası rezervleri ekside, ülke hızla yoksullaşıyor. Kişi başı milli gelir 12 bin dolardan 7 bin dolarlara geriledi. Ekonomist Atilla Yeşilada’nın deyimiyle “Bu kış Türkiye’yi ciddi bir açlık” tehlikesi bekliyor.

    Bu tablo yeterince karanlık değilmiş gibi, bu ortamda en çok muhtaç olunan Amerika ve Avrupa Birliği ile makas açılıyor. Amerikan Kongresi’nin Savunma Bakanlığı bütçesine eklediği özel hükümle Türkiye’ye yaptırım kaçınılmaz hale geldi. Başkan Trump hafif de olsa en az beş yaptırımı seçmek zorunda. Yasayı önce Senato’nun, 15 Aralık öncesinde de Temsilciler Meclisi’nin büyük bir çoğunlukla onaylaması bekleniyor.

    Mart ayında yeniden başlayacak Halk Bankası davasında hüküm ve ardından para cezası bekleniyor. New York’ta terörün finansmanı iddiasıyla Kuveyt-Türk Bankası ile ilgili bir başka dava daha bulunuyor.

    Bu arada Fransa, Yunanistan gibi ülkelerin başını çektiği blok Avrupa Birliği’nin 10-11 Aralık liderler zirvesinden Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı çıkması için bastırıyor. Artık kimse Erdoğan’ın zirve öncesi Oruç Reis gemisini Antalya Limanı’na çekme numarasını yemiyor. Almanya yaptırımları son bir kez erteletebilir ama engel olma kabiliyeti giderek azalıyor.

    Türkiye için vahim olan ise giderek İslamcı ve saldırgan milliyetçi bir çizgiye kayan ülkenin Batılı ülke kamuoylarını da kaybetmiş olmasında yatıyor. Türkiye karşıtı söylemi yükselten her liderin itibarı artıyor.

    20 Ocak’ta görevi devralacak alan ABD Başkanı Biden, 2021 sonbaharında bir “Demokrasi Zirvesi” yapmayı planlıyor. İlhan Tanır’ın aldığı kulis bilgilerine göre, Türkiye’nin bu zirveye katılması için bir yükümlülükler listesine imza atması ve hayata geçirmesi gerekiyor. Bunu yapmadığı takdirde zirvede yer alması mümkün görünmüyor. NATO’dan, Avrupa Birliği’nden ve Batı medeniyetinden tamamen kopan bir Türkiye ortaya çıkıyor.

    Dışarıda yalnızlaşan Erdoğan, içeride giderek daha saldırganlaşıyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ve ailesine yönelik tehditler, suikast iddiaları havada uçuşuyor, MHP lideri bir medya grubu patronunu adını vererek açıkça tehdit ediyor ve muhalif kimliklere ekranda yer vermemesi talimatı veriyor.

    Karanlık, batmakta olan bir ülke görünümü Erdoğan’ın ayakta kalmasını her geçen gün zorlaştırıyor. Editör Masası’nda “Erdoğan önümüzdeki yılı çıkarabilir mi”yi konuştuk…

    Unpacking Armenian Studies: Armenia and Azerbaijan at War Pt. 4

    Unpacking Armenian Studies: Armenia and Azerbaijan at War Pt. 4

    The Institute presents audio of ARMENIA AND AZERBAIJAN AT WAR - a series of public conversations with scholars, journalists, and government officials to give context to ongoing escalation in Artsakh/Karabakh.

    The fourth series in the conversation, entitled “Understanding the 'International Community'” features Institute Director Salpi Ghazarian; Armine Aleksanyan, Deputy Foreign Minister of Nagorno Karabakh; Nicholas Koumjian of the United Nations; Nate Schenkkan of Freedom House; Daniel Sneider, Lecturer at Stanford University; journalist Vicken Cheterian; Yavuz Baydar, Editor-in Chief of Ahval News; and Emil Sanamyan, analyst and editor of the Institute’s Focus on Karabakh platform.

    For more, visit armenian.usc.edu.

    Fransa'daki terör saldırıları tek merkezden mi yönetiliyor?

    Fransa'daki terör saldırıları tek merkezden mi yönetiliyor?
    Fransa, peş peşe terör saldırıları ile sarsılıyor.

    13 gün önce Muhammed Peygamber karikatürlerini gösterdiği için kafası kesilerek öldürülen öğretmen Samuel Paty'nin ardından, güney şehri Nice'te düzenlenen bıçaklı saldırıda da birisi kafası kesilmek üzere üç kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

    Saldırı Nice'teki Notre-Dame kilisesinde gerçekleşti. Hemen ardından ise, Avignon’da da polise bıçaklı saldırı girişimi yapan kişi öldürüldü ve Lyon’da da metroya elinde bıçakla girmeye çalışan bir Afgan yakalandı.

    Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "İslamcı terör saldırısı" olarak nitelediği saldırıdan sonra Fransa'da ibadet yerleri, okullar gibi bazı bölgelerde güvenlik önlemlerini artıracaklarını ve asker konuşlandırabileceklerini söylerken Müslüman dünyasından farklı tepkiler geliyor.

    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, radikal İslam’a karşı sert bir politika izleyeceğini açıklayan Macron’un zihinsel bir tedaviye ihtiyacı olduğunu savunurken, saldırıları açıktan kınamamakta ısrarcı. Sadece Dışişleri Bakanlığından bir taziye mesajı geldi.

    Öte yandan Lyon başta olmak üzere Fransa’nın farklı kentlerinde aşırılıkçı Türkler sokaklara inerek Ermenilere tehditler savuruyor.

    Editör Masası’nda Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan ve Prof. Cengiz Aktar’la Fransa’nın ‘Kara Perşembesi’ni değerlendirdi.

    Trump kaybederse Erdoğan ne yapacak? - Editör Masası

    Trump kaybederse Erdoğan ne yapacak? - Editör Masası
    ABD, kasım ayında tarihinin en kritik seçimlerinden birine gidiyor.

    Mevcut başkan Donald Trump'ın anketlerde Demokrat rakibi Joe Biden'a karşı 10 puan gibi bir farkla kaybedeceği öngörülüyor.

    Ancak yine de sandığa gidip oy verme durumunun, sonuçlarda doğrudan etki yapması bekleniyor.

    Zira, ABD'de sandığa gitme oranı yüzde 60’ı bulmuyor...

    ABD’de seçilecek olan yeni başkan, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. 15 Temmuz’dan bu yana ilişkilerin gerilim içinde olduğu Washington-Ankara hattı, Trump’ın Erdoğan’la yakın ilişkisi nedeniyle bir şekilde dengede kalabildi.

    Ancak bir önceki başkan Barack Obama’nın yardımcılığını da yapmış bir isim olan Demokrat aday Joe Biden’ın seçilmesi, Erdoğan rejiminin çok istediği bir durum değil.

    Zira Biden’ın “Erdoğan'ı yenmeleri için muhalefeti desteklemeliyiz” yolundaki sözleri, Ayasofya’nın tekrar müzeye dönüştürülmesi yolundaki çağrıları, olası bir başkan değişikliği sonrası yaşanacaklar hakkında ipucu veriyor.

    Editör Masası’nda Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan ve Ahval İngilizce Editörü İlhan Tanır’la “Trump giderse Erdoğan ne yapacak?” sorusu üzerinden Washington-Ankara hattını bekleyen gelişmeleri analiz etti.

    'Türkiye hükümeti, savunduğu yayılmacı siyaset ile bölge için büyük bir tehlikedir'

    'Türkiye hükümeti, savunduğu yayılmacı siyaset ile bölge için büyük bir tehlikedir'
    "Türkiye hükümeti, savunduğu yayılmacı siyaset ile bölge için büyük bir tehlikedir'

    Türkiye, AKP iktidarı ile dış politikada çatışmacı bir tutum takınıyor. Son aylarda bu durum, komşu ülkelerle savaş mesabesine kadar geldi.

    Doğu Akdeniz üzerinden Mavi Vatan tezi ve Sevr yeniden gündemde.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Dersimiz Tarih’te Clark Üniversitesi'nde tarih profesörü olan Taner Akçam ile gelinen noktayı konuştu.

    ‘Yetmez Ama Evet’e saldıranların büyük yanılgısı...'

    ‘Yetmez Ama Evet’e saldıranların büyük yanılgısı...'
    Türkiye, 2010 referandumunda tarihi kırılma anlarından birini yaşadı.

    Özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin bastırılması ve ardından ilan edilen Olağanüstü Hâl (OHAL)’le birlikte Kânun Hükmünde Kararnâmeler (KHK) ile toplumun hemen her kesiminin yaşadığı mağduriyetler hukuk talebini ilk sıraya oturttu.

    2010 anayasa referandumu, Bugün hukukun bir numaralı tartışma konusu olmasının yapı taşlarından biri olarak görülüyor.

    Bazı kesimlerce "Yetmez ama Evet" tercihinde bulunanlar, bugüne gelinmesinin sorumlusu olarak görülüyor, eleştirilerin odağında yer almaya devam ediyor.

    Prof. Baskın Oran Şair Haydar Ergülen'in bir dönem AKP'ye destek verdiği için özür dilediği, liberal ve özgürlükçü soldan pek çok insana da özür çağrısı yaptığı yazısıyla bir kez daha gündeme gelen "Yetmez ama evet" meselesi, Ahval Dersimiz Tarih programında enine boyuna masaya yatırıldı.

    O dönem “Yetmez Ama Evet” kampanyasına destek veren isimlerden Prof. Baskın Oran ve Prof. Eser Karakaş, Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar’ın sorularını yanıtladı.

    ‘Ayasofya ve Kariye üzerinden fetih söyleminin yayılması çok tehlikeli’ - Tuğba Tanyeri-Erdemir

    ‘Ayasofya ve Kariye üzerinden fetih söyleminin yayılması çok tehlikeli’ - Tuğba Tanyeri-Erdemir
    Önce Ayasofya, ardından Kariye’nin müze statüsünden çıkarılarak camiye çevrilmesi, Türkiye’nin hem iç gündemi hem de dış dünyanın Türkiye’ye ve onu yöneten kadronun zihniyetine bakış açısından hiç de hafife alınmaması gereken, “iç meselemizdir” denerek geçiştirilecek gelişmeler değil.

    Her iki mekan da bir dünya kenti olan Istanbul’u, küresel kültür mirasının en önde gelen merkezlerinden biri kılmakta. Bu, neden böyle? Ayasofya’nın ve Kariye’nin sanatsal, kültürel ve tarihi açıdan değeri nedir? Camiye çevirme tasarruflarının etkisi ve yansımaları nasıl olacak?

    Bu gelişmeleri yakından izleyen, ve çok sayıda Bizans ve Osmanlı tarihçisi akademisyenin Ayasofya ile ilgili karara karşı yazdığı bildirgede imzası olan, Pittsburgh Üniversitesi Antroploji Bölümü Araştırma Görevlisi Tuğba Tanyeri-Erdemir, Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar’ın sorularını yanıtladı.

    ‘15 Temmuz sonrası, muhalefetin kendi celladına dönüşmesi süreci oldu’

    ‘15 Temmuz sonrası, muhalefetin kendi celladına dönüşmesi süreci oldu’
    Türkiye siyasi tarihinin kırılma noktalarından biri olan 15 Temmuz'un üzerinden dört yıl geçti.

    241 vatandaşın hayatını kaybettiği, 2 bin 194 kişinin de yaralandığı darbe girişimine dair hâlâ yanıtını bekleyen sorular var.

    Darbe girişiminin tek faili, iktidar ve Genelkurmay tarafından “Fethullahçı Terör Örgütü/FETÖ” nitelemesi ile suçlanan Gülen cemaati mi?

    Cemaat mensupları olduğu iddia edilen askerler, ordu içinde Genelkurmay Başkanı’nın yaveri olacak kadar nasıl yükseldi?

    NATO’nun bu süreçteki rolü neydi, neden 15 Temmuz gerçekleşti?

    Öncesi ve sonrası ile 15 Temmuz, Türkiye’yi nasıl değiştirdi?

    Muhalefet, kendi ipini mi çekti?

    Bugün gelinen noktada, Türkiye için ufukta bir umut var mı?

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Washington merkezli think-tank kuruluşu Demokrasileri Savunma Vakfı’nın kıdemli üyesi, eski CHP milletvekili Aykan Erdemir ve ABD'nin en önemli Türkiye uzmanlarından Lehigh Üniversitesi’nde akademik hayatını sürdüren Prof. Henri Barkey ile dördüncü yılında 15 Temmuz’un öncesi ve sonrasını masaya yatırdı.