Logo

    ahval

    Explore "ahval" with insightful episodes like "Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık adımı faiz indirimi sinyali mi? - Güldem Atabay / Eser Karakaş", "Zülfikar Doğan: Çalışanlardan sonra, tütün üreticisi de ayakta, Erdoğan zorda", "AKP ekonomisi IMF'nin yoğun bakım masasında - Savaş Genç", "Prof Seyfettin Gürsel: 'Türkiye, tarihinde görmediği bir durumla karşı karşıya'" and "Little press for visit of Dep. Secretary of State Sherman's visit - no news is good news" from podcasts like ""Ekonomi Gündemi", "Ankara Rüzgarı", "Büyüteç", "Ekonomi Gündemi" and "Anatolian Dispatch"" and more!

    Episodes (65)

    Zülfikar Doğan: Çalışanlardan sonra, tütün üreticisi de ayakta, Erdoğan zorda

    Zülfikar Doğan: Çalışanlardan sonra, tütün üreticisi de ayakta, Erdoğan zorda
    Ankara Rüzgârı’nda Türkiye gündemini değerlendiren Zülfikar Doğan, hafta başında yapılacak kabine toplantısında yeni korona önlemleri, aşılama kampanyası ve Kurban Bayramı tatilinin uzatılıp uzatılmaması gibi konuların ele alınacağını belirterek, 19 Temmuz pazartesi gününe denk gelen arefe gününün tatil ilan edilmesi ve 23 Temmuz Cuma gününe denk gelen bayramın son gününü izleyen hafta sonu tatillerinin birleştirilerek 9 günlük tatil ilan edilmesinin beklendiğini söyledi.
    İktidarın bu yolla iç turizmi de canlandırmayıı planladığını kaydeden Doğan, CHP lider Kemal Kılıçdaroğlu için düzenlenen yeni dokunulmazlık fezlekesi ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu için Anayasa Mahkemesi tarafından verilen hak ihlali ve tahliye kararlarının da siyasrtin önemli gündem başlıkları olduğunu belirtti.
    Varlıık Barışı adıyla uygulamaya konulan kaçak, kara, kayıt dışı servetlerin yurt dışından getirilerek sorgusuz-vergisiz aklanmasına olanak sağlayan uygulamanın süresinin CB Erdoğan tarafından 6 ay daha uzatıldığını vurgulayan Doğan, Çiftlik Bank CEO’su ve 1 milyar liralık dolnadırıcılıktan yurt dışına kaçan Mehmet Aydın’ın da bu uzatma sonrası teslim olarak yurda döndüğüne dikkat çekti.
    2017 yılında çıkartılan ve Tütün ticaretine ağır kısıtlamalar ve yaptırımlar getiren yasada yer alan üretici belgesi olmayanlara 6 aydan 3 yıla kadar hapis maddesinin 1 Temmuz’da yürürlüğe girmesinin tütün üreticileri tarafından yollar kesilerek protesto edildiğini vurgulayan Doğan, söz konusu yasa sonrası hem yerli tütün üretiminin 450 bin tondan 150 bin tona gerilediğini hem de yerli üretici sayısınıın 150 binden 50 bin dolayıına indiğini söyledi. Türkiye tütün ve sigara piyasasının yabancı sigara tekellerine teslim edildiğini dile getiren Doğan, kısa çalılma ödeneği uygulamasının da 30 Haziran’da sona ermesi nedeniyle milyonlarca yeni işsizin ortaya çıkması endişesi yaşandığını ifade etti.
    Zülfikar Doğan’ın sıcak gündeme dönük yorumlarının yer aldığı Ankara Rüzgârı’nıı buradan dinleyebilirsiniz.

    Little press for visit of Dep. Secretary of State Sherman's visit - no news is good news

    Little press for visit of Dep. Secretary of State Sherman's visit - no news is good news
    The communication between Washington and Ankara has been fairly low profile so far, a retired US Army colonel Rich Outzen told Anatolian Dispatch's Edward Stafford this week during a podcast interview.

    Outzen said, some ways, in this particular bilateral relation between the United States and Turkey, in the last decade or so, “no news is the good news.”

    Bu kez köprüden önceki son çıkış, seçim 2023'e kalmayacak çünkü… - Ertuğrul Günay

    Bu kez köprüden önceki son çıkış, seçim 2023'e kalmayacak çünkü… - Ertuğrul Günay
    Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, sosyal medyadan paylaştığı videolarla gündem olmaya devam ediyor.

    YouTube hesabından bir video serisi başlatarak devlet-mafya-siyaset üçgenindeki kirli işleri kısmi olarak ifşa eden Peker, bu kez İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya da yakınlığı ile bilinen İnternet Haber'in kurucu sahibi Hadi Özışık'la yaptığı görüşmelerin kayıtlarını paylaşarak işin medya ayağını da ortaya çıkarmaya başladı.

    Editör Masası'nda bu hafta Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan ve Ahval İngilizce Editörü İlhan Tanır, konukları eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile "Mafya-siyaset-medya ilişkisi nasıl bir Türkiye anlatıyor?" sorusu üzerinden değerlendirmelerde bulunuyor.

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (Son Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (Son Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin son bölümü sizlerle...

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (4. Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (4. Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin dördüncü bölümü sizlerle...

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (3. Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (3. Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin üçüncü bölümü sizlerle...

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (2. Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (2. Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin ikinci bölümü sizlerle...

    Popülizm (Halkçılık) nedir? Halktan nasıl beslenir ve büyür? Nasıl yaşanır? - Prof Doğu Ergil

    Popülizm (Halkçılık) nedir? Halktan nasıl beslenir ve büyür? Nasıl yaşanır? - Prof Doğu Ergil
    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Dersimiz Tarih'te Prof Doğu Ergil ile yaptığı faşizm konulu söyleşinin ardından bu kez popülizm (Halkçılık) konusunu ele alıyor.

    Yayında şu sorulara cevap aranıyor:

    - Popülizm (Halkçılık) nedir?

    - Halktan nasıl beslenir ve büyür?

    - Nasıl yaşanır?

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (1)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (1)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin ilk bölümünü sizlerle...

    Ağbal'ın görevden alınması ve TL'de beklenen sert değer kaybı nelere kapı açabilir? - Atabay/Karakaş

    Ağbal'ın görevden alınması ve TL'de beklenen sert değer kaybı nelere kapı açabilir? -  Atabay/Karakaş
    Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, İstanbul Sözleşmesi, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın görevden alınması ve Kanal istanbul gibi gündem başlıklarını Ekonomi Gündemi'nde değerlendirdi.

    Ekonomistler, "TL'de beklenen sert değer kaybının ekonomide nelere kapı açabileceği" sorusuna cevap aradılar.

    Turkey's Middle East Endgame: Canadian Perspective

    Turkey's Middle East Endgame: Canadian Perspective
    Dr. Chris Kilford holds a PhD in history from Queen’s University with a focus on civil-military relations in the developing world, is a Fellow with the Queen’s Centre for International and Defence Policy, and teaches courses at the Canadian Forces College focused on geopolitical issues. He served as Defense Attaché to Turkey from July 2011 until July 2014 with cross accreditation to Azerbaijan, Georgia and Turkmenistan. Kilford discussed a variety of issues including the Gulenist diaspora in Canada, the 2016 failed coup and others with Edward Stafford.

    ‘Ekonomide reform paketi değil, 19 yıllık kanunsuzluk itirafnamesi’

    ‘Ekonomide reform paketi değil, 19 yıllık kanunsuzluk itirafnamesi’
    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, piyasaların merakla beklediği 'Ekonomi Reform Paketi’ni cuma günü açıkladı.

    Konuşmasının başında Cumhur İttifakı birlikteliğindeki Cumhurbaşkanlığı sisteminin süreceği mesajını veren Erdoğan, "Siyasi istikrarı kurumsallaştıdık" iddiasını öne sürdü. 

    "İlk reform alanımız, risklere karşı daha güçlü bir kamu maliyesi yapısını oluşturmak olacaktır" diyen Erdoğan, "Makroekonomik istikrar kapsamında, kamu maliyesi, enflasyon, finansal sektör, cari açık ve istihdam alanlarına odaklandık. "Açıklayacağımız reformların omurgasını, makroekonomik ve yapısal politikalar oluşturuyor" ifadesini kullandı.

    Erdoğan, "Salgın döneminde esnafımızın yaşadığı zorlukları biliyoruz" diyerek, "850 bin esnafa gelir bildiriminden muaf tutuyoruz. Dar gelirli küçük esnafa yönelik vergi muafiyeti reform paketimizde yer alıyor" dedi.

    Erdoğan ayrıca yandaş firmalara verilen usulsüz kamu ihaleleri konusunda da, "Uluslararası yatırımcıların vergi hususunda karşılaştıkları sorunları da reform kapsamına aldık. Kamu alım ihalelerinde yeni ve dijital bir sisteme geçiyoruz. Vergi denetiminde standart, öngörülebilir ve haksız rekabeti önleyen modellere geçiyoruz. Kamunun ithal ürün kullanımını azaltmak için Sanayileşme İcra Komitemizin çatısı altında merkezi izleme sistemi kuruyoruz" vaadini dile getirdi.

    Erdoğan'ın açıkladığı ekonomi paketi, piyasada ciddi bir değişiklik yaratmadı.

    Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, açıklanan paketi Ekonomi Gündemi’nde değerlendirdi.

    Ekonomistlerin ortak görüşü, “bunun bir reform olmadığı” yönünde.

    Güldem Atabay, 2015 yılında dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan paket üzerinden kopyala-yapıştır yapıldığını belirterek, “Karman çorman bir paket ortaya çıkartılmış” ifadesini kullanıyor ve ekliyor:

    “20 yıla yakın bir iktidar dönemi sonucunda bana ilginç gelen, öyle çaresiz bir programla çıkılmış ki; bu da aslında AKP iktidarının en azından ekonomi tarafında vizyonun sona geldiğini gösteriyor. Ekonomik sorunları hissetmesine rağmen yeni bir şey üretemediğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla buradan bir yere varılamayacaktır.”

     Eser Karakaş da çok özensiz bir paket hazırlandığını ifade ediyor.

    “Mesela anayasa ile başlıyor” diyen Karakaş, şunları kaydediyor:

    “Mesela böyle bir programla anayasa arasında nasıl bir ilişki olabilir. Sayıştay lafı mesela hiç geçmedi programda. Öyle ifadeler var ki, insan inanamıyor. Kamu ihalelerinin istisnalarını disiplin altına alıyoruz diyor. 19 yıldır iktidardasın, bugüne kadar 21B olmak üzere demek ki bunlar tamamen kanunlara uygun bir şekilde yapılmamış demektir. Bu şunu gösteriyor; bunun adı ekonomide reform paketi değil, 19 yıllık kanunsuzluk itirafnamesidir.”

    2020 ‘en uzun yıl’ gibi gelse de asıl değişim yeni başlıyor...

    2020 ‘en uzun yıl’ gibi gelse de asıl değişim yeni başlıyor...
    “2020’yi nasıl hatırlayacaksınız?” diye kime sorsalar kuşkusuz tüm yanıtlarda karamsarlık ve belirsizlik hakim olurdu.

    Yıl boyu devam eden ve görünen o ki 2021’in belirli bir döneminde de devam edecek olan pandemi, Türkiye’de derinleşen ekonomik kriz, artan cinsiyet eşitsizliği, ekolojik tahribat ve daha birçok şey… Senenin karamsarlığını bir nebze de olsa dağıtan teknolojik gelişmeler ve aşının bulunması ise yüzleri güldürdü. 

    Biz de Ahval editörleri olarak 2020’ye bu sene hayatımızın değişmez parçası olan “zoom pencerelerimizden” bir bakış attık. 

    Dünyanın farklı farklı ülkelerinden bir araya gelen Ahval editörleri olarak birinci değerlendirme maddemiz elbette Covid-19’du. Editörler olarak, seneye pandeminin damga vurduğu konusunda mutabık kaldık. 

    Devamla Ahval editörlerinden Ali Abaday, seneyi şu sözlerle değerlendirdi:

    “2020 çok hızlı başladı. Pandemi başlayana kadar en çok konuştuğumuz konu Avusturalya’daki yangındı… Ancak Covid-19 gündemi bize oradaki felaketi unutturdu. Kasım Süleymani’nin öldürülmesi ABD ve İran açısından önemli bir gelişmeydi. Herkes ‘üçüncü dünya savaşı mı başlıyor?’ diye sormaya başlamıştı. Türkiye’de ise ekonomik gelişmelerin ışığında bir de Covid-19 ile karşılaştık. Kısa sürede hepimiz evlerimize tıkıldık. Aslında karmaşık bir yıl oldu 2020. Tabii olumlu şeyler de oldu ama dünya açısından oldukça kaotik bir yıldı…”

    Ceren Karlıdağ ise yıla cinsiyet eşitsizliği açısından baktı:

    “Pandeminin yoksulluğu derinleştirmesi Türkiye’de büyük bir anksiyete yarattı. Kadın ve LGBTİ+’lar açısından değerlendirecek olursak bu yıl en az 381 kadın öldürüldü. Devletin sırtını sıvazladığı erillik, kadın katillerini cesaretlendirdi, cinsiyet eşitsizliği arttı. Pandemi nedeniyle çıkan af sürecinde bir tane düşünce suçlusu tahliye edilmezken kadınlar açısından daha güvensiz bir yıl oldu. Türkiye’de hiçbir ev güvenli değil ve kadınlar ile çocuklar virüsten korunsa bile şiddetten korunamadı.” 

    Ali Aslangül ise 2020’yi şu sözlerle anlattı: 

    “2020 bir yıldı ama sanki bir yüzyıl gibi geçti... Kobe Bryant ve kızı helikopter kazasında hayatını kaybetti, Maradona yaşamını yitirdi… Bu yıl ‘efsane’ dediğimiz isimleri de kaybettik aslında. Kötü bir yıl olarak tarihteki yerini alacağı kesin. Ancak teknolojik gelişmeler anlamında ciddi atılımlar oldu. Elon Musk’ın Starlink projesini konuşmuştuk daha önce... Teknolojik atılımlar hız kesmeden devam etti. 2020 yılını ben çok iyi hatırlayacağımı düşünmüyorum, birçok şirket daralmaya gitti, işten çıkarmalar arttı. Dizi ve film açısından da en kısır yıl oldu diyebilirim.” 

    Sakıp Yaşar ise yılı şu sözlerle özetledi:

    “Bir yazıda okumuştum 2020 bir yıl değil bir dönemdir diyordu yazar. Bizim için de 2020 bir dönem olacak. Türkiye’de Covid-19’a ekstra olarak anti demokratik uygulamalar ve hukuksuzluklar huzursuzluğumuzu derinleştirdi. Temennim kaybettiğimiz neşemizi yeniden kazanabilmemiz.”

    Gülten Sarı ise yaşanan büyük felaketlerin yol açabileceği değişim üzerine konuştu:

    “Gazetecilere ceza yağdı, AKP’li burjuvazinin ensesi daha da kalınlaştı ama ileride neler göreceğiz? Savaşlar olacak mı olacaksa bunların içeriği nasıl olacak? Doğu yükselecek mi, batı batacak mı? Asıl sorulması gereken soru tüm bunlar bizi nereye götürecek, neler göreceğiz? İnsanın değişimini ve dönüşümü de merak ediyorum. Z kuşağı bize ne getirecek? Beni çok şaşırtacak bir kuşak… Çok otoriter bir nesil de gelebilir, çok özgürlükçü bir nesil de… Bu açıdan ben aslında meraktayım. Nasıl bir dünya bizi bekliyor? Sanki 2020 fragmandı biz 2000’li yılların ilerleyen zamanlarında esas filmi izleyeceğiz gibi geliyor bana…”

    Evren Dede ise yılın gazeteciler açısından oldukça yoğun bir yıl olduğunu belirtti:

    “Tabii ki Covid-19 birinci sıradaki gündem maddesi ama yılı ‘berbat’ olarak tanımlayabiliriz. ‘Böyle bir virüs yok, aşı yok, bize çip takacaklar’ şeklindeki komplo teorilerine yoğun bir kitlenin inandığını gözlemledim. 2021 yılında da çok fazla bir şey beklemiyorum ama uzay kısmında birçok proje var. Aslında her şey aşının başarısına bağlı…”

    Erdoğan 2021'de de gücü elde tutabilecek mi? - Editör Masası

    Erdoğan 2021'de de gücü elde tutabilecek mi? - Editör Masası
    Türkiye, koronavirüs salgının damga vurduğu 2020'yi en ağır hasarla geçiren ülkelerin başında geliyor. Zira hâlihazırdaki ekonomik kriz, salgınla birlikte derinleşti.

    Ahval Editör Masası'nda 2020'nin panoramasını çekildi.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan, Ahval İngilizce Editörü İlhan Tanır ve Ahval Ankara Temsilcisi Zülfikar Doğan, 2020 yılında Türkiye'nin sistem krizini ile muhalefetin rolünün yanı sıra 2021 için Erdoğan'ın gücü elinde tutup tutamayacağını sorguladılar.
    Logo

    © 2024 Podcastworld. All rights reserved

    Stay up to date

    For any inquiries, please email us at hello@podcastworld.io