Logo

    eserkarakaåŸ

    Explore "eserkarakaåŸ" with insightful episodes like "'Devlet çıldırdı': Bundan sonra ekonomiyi ne bekliyor? - Güldem Atabay/Eser Karakaş", "Türkiye'nin yüzde 50 enflasyonu ve bu yolun köşe taşları - Güldem Atabay/Eser Karakaş", "Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık adımı faiz indirimi sinyali mi? - Güldem Atabay / Eser Karakaş", "Yeni Merkez Bankası Başkanı siyasi kimliği ile öne çıkan bir isim" and "Ağbal'ın görevden alınması ve TL'de beklenen sert değer kaybı nelere kapı açabilir? - Atabay/Karakaş" from podcasts like ""Ekonomi Gündemi", "Ekonomi Gündemi", "Ekonomi Gündemi", "Ekonomi Gündemi" and "Ekonomi Gündemi"" and more!

    Episodes (23)

    'Devlet çıldırdı': Bundan sonra ekonomiyi ne bekliyor? - Güldem Atabay/Eser Karakaş

    'Devlet çıldırdı': Bundan sonra ekonomiyi ne bekliyor? - Güldem Atabay/Eser Karakaş
    Dolar/TL kuru, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) politika faizini yüzde 16'dan 15'e düşürmesi sonrası günlük yüzde 4'ün üzerinde artışla 11'i geçti. Türk Lirası, bu yıl Amerikan Doları karşısında yüzde 30'dan fazla değer kaybetti.

    Gün içinde Dolar/TL kuru 11,31'e, Euro/TL kuru 12,79'a, Sterlin/TL kuru da 15,20'ye kadar yükseldi.

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Eylül, Ekim ve Kasım aylarında piyasaların beklentisinin aksine toplamda 400 baz puan faiz indirimine gitmesi, TL'deki değer kaybını hızlandırdı.

    Enflasyonun yüzde 20'ye yakın olmasına rağmen TCMB'nin faizleri yüzde 15 seviyesine çekmesi, TL üzerindeki baskıyı artırıyor.

    Peki, bundan sonra Türkiye'yi nasıl bir ekonomik gelecek bekliyor?

    Ahval yazarları Prof Eser Karakaş ve Güldem Atabay, Ekonomi Gündemi'nde son durum analizi yaptılar.

    Eser Karakaş, "Milli para devletin egemenlik simgesidir" diyor ve ekliyor:

    "Devlet çıldırmış. Milli para demek devlet demektir. Dolayısıyla devlet çıldırmışsa devletin tekelinde olan bir şeyden herkes kaçar. Yabancı yatırımcı da bu aklın her şeyi yapabileceği varsayımıyla kaçıyor."

    Türkiye'nin yüzde 50 enflasyonu ve bu yolun köşe taşları - Güldem Atabay/Eser Karakaş

    Türkiye'nin yüzde 50 enflasyonu ve bu yolun köşe taşları - Güldem Atabay/Eser Karakaş
    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Faiz düşerse enflasyon da düşer” tezi ile Merkez Bankası’ndan gelen faiz indirimleri sonrası piyasalarda çalkantılı dönem derinleşerek sürüyor.

    TÜİK verilerine göre ekimde yıllık tüketici enflasyonu yüzde 19,89'a yükseldi. Eylülde enflasyon yüzde 19,58 idi.

    Ekonomi Gündemi’nde Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, son durum analizi yapıyor.

    Ağbal'ın görevden alınması ve TL'de beklenen sert değer kaybı nelere kapı açabilir? - Atabay/Karakaş

    Ağbal'ın görevden alınması ve TL'de beklenen sert değer kaybı nelere kapı açabilir? -  Atabay/Karakaş
    Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, İstanbul Sözleşmesi, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın görevden alınması ve Kanal istanbul gibi gündem başlıklarını Ekonomi Gündemi'nde değerlendirdi.

    Ekonomistler, "TL'de beklenen sert değer kaybının ekonomide nelere kapı açabileceği" sorusuna cevap aradılar.

    ‘Ekonomide reform paketi değil, 19 yıllık kanunsuzluk itirafnamesi’

    ‘Ekonomide reform paketi değil, 19 yıllık kanunsuzluk itirafnamesi’
    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, piyasaların merakla beklediği 'Ekonomi Reform Paketi’ni cuma günü açıkladı.

    Konuşmasının başında Cumhur İttifakı birlikteliğindeki Cumhurbaşkanlığı sisteminin süreceği mesajını veren Erdoğan, "Siyasi istikrarı kurumsallaştıdık" iddiasını öne sürdü. 

    "İlk reform alanımız, risklere karşı daha güçlü bir kamu maliyesi yapısını oluşturmak olacaktır" diyen Erdoğan, "Makroekonomik istikrar kapsamında, kamu maliyesi, enflasyon, finansal sektör, cari açık ve istihdam alanlarına odaklandık. "Açıklayacağımız reformların omurgasını, makroekonomik ve yapısal politikalar oluşturuyor" ifadesini kullandı.

    Erdoğan, "Salgın döneminde esnafımızın yaşadığı zorlukları biliyoruz" diyerek, "850 bin esnafa gelir bildiriminden muaf tutuyoruz. Dar gelirli küçük esnafa yönelik vergi muafiyeti reform paketimizde yer alıyor" dedi.

    Erdoğan ayrıca yandaş firmalara verilen usulsüz kamu ihaleleri konusunda da, "Uluslararası yatırımcıların vergi hususunda karşılaştıkları sorunları da reform kapsamına aldık. Kamu alım ihalelerinde yeni ve dijital bir sisteme geçiyoruz. Vergi denetiminde standart, öngörülebilir ve haksız rekabeti önleyen modellere geçiyoruz. Kamunun ithal ürün kullanımını azaltmak için Sanayileşme İcra Komitemizin çatısı altında merkezi izleme sistemi kuruyoruz" vaadini dile getirdi.

    Erdoğan'ın açıkladığı ekonomi paketi, piyasada ciddi bir değişiklik yaratmadı.

    Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, açıklanan paketi Ekonomi Gündemi’nde değerlendirdi.

    Ekonomistlerin ortak görüşü, “bunun bir reform olmadığı” yönünde.

    Güldem Atabay, 2015 yılında dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan paket üzerinden kopyala-yapıştır yapıldığını belirterek, “Karman çorman bir paket ortaya çıkartılmış” ifadesini kullanıyor ve ekliyor:

    “20 yıla yakın bir iktidar dönemi sonucunda bana ilginç gelen, öyle çaresiz bir programla çıkılmış ki; bu da aslında AKP iktidarının en azından ekonomi tarafında vizyonun sona geldiğini gösteriyor. Ekonomik sorunları hissetmesine rağmen yeni bir şey üretemediğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla buradan bir yere varılamayacaktır.”

     Eser Karakaş da çok özensiz bir paket hazırlandığını ifade ediyor.

    “Mesela anayasa ile başlıyor” diyen Karakaş, şunları kaydediyor:

    “Mesela böyle bir programla anayasa arasında nasıl bir ilişki olabilir. Sayıştay lafı mesela hiç geçmedi programda. Öyle ifadeler var ki, insan inanamıyor. Kamu ihalelerinin istisnalarını disiplin altına alıyoruz diyor. 19 yıldır iktidardasın, bugüne kadar 21B olmak üzere demek ki bunlar tamamen kanunlara uygun bir şekilde yapılmamış demektir. Bu şunu gösteriyor; bunun adı ekonomide reform paketi değil, 19 yıllık kanunsuzluk itirafnamesidir.”

    'Yeni işsizlik verileri tutarsızlıklarla dolu ama bir gerçek ortaya çıktı' - Güldem Atabay/Eser Karakaş

    'Yeni işsizlik verileri tutarsızlıklarla dolu ama bir gerçek ortaya çıktı' - Güldem Atabay/Eser Karakaş
    Türkiye ekonomisinde bu hafta hesaplama yöntemi değişikliği sonrası TÜİK, ilk revize işsizlik verilerini açıkladı.

    İlk defa yayımlanmaya başlayan “atıl işgücü” oranı yüzde 29,1 olarak açıklandı.

    Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Ekonomi Gündemi programında son gelişmeleri ele aldı.

    Güldem Atabay, “İşsizlik verisi 2019 başında 13,5 iken, yeni düzenleme ile 2021 ocak başında bir anda 12,2’ye iniyor. Biraz daha geniş kapsamlı baktığımızda 2019 başında 14,6 ile başlayan işsizlik oranı, 2020 başında 15,4’e yükseliyor. 2021 ocak başında ise 19,7’ye yükseliyor” diyor ve ekliyor:

    “TÜİK, ‘atıl işgücü’ diye bir şey yaratmış yeni düzenlemede. Bu zannediyorum geniş işsizlik olarak hesapladığımız bir oran. Yüzde 29,1 olarak açıklanan işsizlik oranı, her üç kişiden birinin toplumda işsiz olduğunu ortaya koyuyor.” 

    Eser Karakaş ise, tarımda 5,1 milyon kişinin çalıştığı verisine dikkat çekiyor. 

    Türk tarımının 70 milyar Euro’luk çıktısı olduğundan bahseden Karakaş, şunları kaydediyor:

    “Fransa da tam 70 milyar dolar çıktı üretiyor ama bunu 450 bin kişi ile üretiyor. Şu anda ben Türkiye tarımından 3 milyon insanı çektiğin zaman Türkiye’de tarımsal üretimin düşmeyeceği kanaatindeyim. Bunlar işsizlik hesaplamalarına nasıl katılır bilemiyorum ama bunlar TÜİK verilerinde açıklanmıyor.Dolayısıyla işsizlik görünenden çok daha fazla. İşini kaybeden biri, köyüne gidip dönüyor ama ailesine yardım ettiği için resmi olarak çalışmasa da beyan üzerinden istihdam gösteriliyor. İş dönüp dolaşıp Türkiye’de kötü yönetime geliyor.”

    Öte yandan ekonomistler, bir süredir siyaset gündeminin de öne çıkan başlıkları arasında yer alan eski Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak döneminde 128 milyar dolarlık döviz rezervinin eritilmesini de değerlendiriyor.

    Güldem Atabay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Merkez Bankası rezervlerinin toparlandığını ileri sürüp CHP’nin Berat Albayrak’ı suçlayan 128 milyar dolarlık rezerv eritilmesi karşısında “Damat kadar taş düşsün başınıza” sözlerine atıf yaparak, “Erdoğan, ‘bu para Merkez’in hesabında’ diyor ama bu doğru değil. Merkez’in elindeki rezervler - 43 milyar dolar geçen hafta itibarıyla. Yok bu para, kuru sabitlemek için satıldı ama kime satıldığı belli değil. Bunun toplamı 1,5 senede 128 milyar doları buldu. Çok kötü yönetiliyoruz” ifadesini kullanıyor.

    Eser Karakaş ise, “Erdoğan yalan söylemiyor olabilir çünkü bilmiyor” görüşünü dile getiriyor ve şöyle devam ediyor:

    “Etrafında bir tane ciddiye alınabilecek iktisat danışmanı yok. Ağzından çıkan her şeyi onaylayan bir danışman güruhu var. Varlık Fonu’nun başına dahi ekonomi eğitimi olmayan birini getirdiler. Arda Ermut diye bir çocuk. Tek özelliği Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip’ten sınıf arkadaşı olması. Kötü yönetim tam da bu demek. Bu kadar kötü yönetilen bir ülkede nükleer santral açılışı yapılıyor. Bunun işletebilmesi mümkün mü diye soruyorum. Yarın bir gün Allah muhafaza 'Nükleer santrallerin radyasyon patlatması fıtratında var' diyebilecek mi bu yönetim. Bu, becerebileceğimiz bir şey değil.”

    Siyasetin geldiği nokta üzerinden ekonomi piyasalarına etkileri için de ayrı bir parantez açan ekonomistler, Bahçeli’nin İYİ Parti lideri Meral Akşener'e yönelik ağır ifadeler kullanıp hedef göstermesi ve Gazeteci Levent Gültekin'in 25 kişilik bir grubun saldırısına uğramasının olumlu beklentiler yaratmaya engel olduğunun altını çiziyorlar.

    Eser Karakaş, Levent Gültekin’e yapılan saldırıyı “bir Türkiye faciası” olarak yorumluyor ve ekliyor:

    “Nasıl düzenlendiği herkesin malumu olan bir saldırıyı polisin ve istihbaratın haber almaması akla gelebilecek bir şey değil normal bir ülkede. Bu kabul edilebilir değil. Sağda solda çalışan kişileri örgütlüyormuş malum kişiler ve parti. Bir olay olacağı zaman ‘Gidin, şunu halledin’ diye haber veriyorlarmış. Çok yakın bir kaynaktan aldım bu bilgiyi. Bir genç kadın müdahale etmiş. Necip ve ulu Türk milleti deniyor ya, yere yatmış birisine tekme atıyor birileri ve etraftan müdahale yok. Bir tek o kadın şahit olurum demiş, başka kimse de bunu yapamamış.”

    Güldem Atabay da Bahçeli’nin Akşener’i hedef göstermesini yorumlarken, “Kadın olmayı geçin, politik olarak bile saygısı yok” ifadesini kullanıyor ve şunları kaydediyor:

    “En bel altı en aşağılık ve çirkin bir şekilde muhatap alıp ondan sonra da kadın haklı olarak cevap verdiğinde de onu ‘edepsizlikle’ suçlayacak kadar da artık çığrından çıkmış vaziyette. Gerçekten diyecek bir şey bulamıyorum.”

    Amerika’nın 10 yıl vadeli Hazine kâğıtlarında faiz oranları 1,52’ye kadar düşmesini yorumlayan ekonomistlerden Atabay, bir sonraki Fed toplantısında piyasanın getiri eğrisine müdahale beklediğini belirterek, şu değerlendirmeleri yapıyor:

    “Her ne kadar Powell’dan gelen hem de diğer Fed üyelerinden gelen açıklamalar, bu yönde bir müdahale olacağını düşündürtmese de, bu tartışmalar devam ediyor. Dolayısıyla o bir oynaklık. Şu anda bir atakla panik olarak yükseliyor, arkasından sakinliyor. Ama hani burada konuşulan şeyler, gerçekten mayıs ayında elle tutulur bir şekilde ABD’de enflasyonun yükseleceği. Hatta bir tartışmada, son iki aydaki hızında devam etmez, sakin sakin ilerlerse Fed buna müdahale etmek taraftarı da değil. Çünkü piyasanın bir şekilde çok büyük depremler olmadan normalleşmesini de istiyor. Dolayısıyla ben buradaki düşüş hareketini çok kalıcı olduğunu düşünmüyorum. Sene sonu beklentiler 10 yıllık tavil beklentisi yüzde 2’ler civarına oturmuş durumda.”

    'Türkiye ekonomisi saatli bombanın üzerinde çünkü...'

    'Türkiye ekonomisi saatli bombanın üzerinde çünkü...'
    Ekonomistler Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Ekonomi Gündemi'nde bu hafta gidişatın nereye doğru evrildiğini analiz ediyorlar.

    Merkez Bankası'nın faizi sabit tutması ve bu adımın yakın gelecekteki yansımalarından, kamu borcu ve reform vaatlerine kadar geniş yelpazede gündem başlıklarını masaya yatıran Atabay ve Karakaş, Türkiye ekonomisi için "saatli bomba" benzetmesi yaparken, nedenlerini madde madde sıralıyor.

    Faiz artsa da TL neden değer kazanmayacak, bizden dinleyin... - Eser Karakaş-Güldem Atabay

    Faiz artsa da TL neden değer kazanmayacak, bizden dinleyin... - Eser Karakaş-Güldem Atabay
    Türkiye ekonomisinde çalkantılı dönem devam ediyor.

    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifası sonrası gündeme gelen reform söylemleri ise iktidar ortağı MHP’den gelen sert tepkiler sonrası askıya alınmış gözüküyor.

    Piyasalar da bu durumu gözeterek reform söylemini satın almış değil. Öyle ki, 475 baz puanlık faiz artırımı sonrası Türk lirasındaki artış, tekrar sert düşüşlere döndü.

    Öte yandan koronavirüs salgınının ekonomide oluşturduğu ağır hasar, şeffaflık sorunu ile tırmanıyor.

    Ekonomi Gündemi’nde Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Türk ekonomisindeki gidişatı ve iktidarın yönetim anlayışının mevcut tabloya etkisini analiz ediyor.

    Atabay ve Karakaş’a göre Erdoğan, tamamen Bahçeli'nin yörüngesinde…

    Ekonomide de kimsenin faiz artışı ötesi reform beklememesi gerektiği görüşünü dile getiren ekonomistler, Türk lirasının değer kazanamayacağını gerekçeleriyle açıklıyorlar.

    Atabay ve Karakaş, ilk çeyrek 2021'de daralmaya doğru dönüldüğüne dikkat çekerek, ekonomide 2021 yılının da çok karamsar olacağını öngörüyorlar.

    Eser Karakaş, ülkenin içinde bulunduğu tabloyu özetleyen bir örnek veriyor.

    Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın, Bülent Arınç'ın "Demirtaş ve Kavala tahliye edilmeli" çıkışını yorumlarken sarf ettiği, "Sayın Arınç, belki kendisi tamamen hukuki açıdan bir mülahazada bulunuyor ama bunu yaşanan siyasi olaylardan bağımsız ele almak mümkün değil" sözlerine dikkat çeken Karakaş, "Bir Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, bu bir intikam davasıdır diyorsa, hangi reformdan bahsediyorsunuz" eleştirisi yöneltiyor.

    Öte yandan Covid-19 salgınına da değinen ekonomistler, hasta sayısının dünya örnekleriyle örtüşmediğine vurgu yaparak, Gerçek vaka rakamları sonrası tam kapatmaya gidileceğini düşünüyorlar.

    'Erdoğan faizin artacağı sinyalini verdi ama suçu koronavirüse attı'

    'Erdoğan faizin artacağı sinyalini verdi ama suçu koronavirüse attı'
    Geçen hafta Cuma akşamı Merkez Bankası Başkanı’nın değiştirilmesi ile başlayan ve Pazar gecesi Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası ile devam eden krizin ardından Pazartesi günü Türk Lirası değer kazanmaya başladı. 

    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın kontrolü eline aldığı görünürken, son iki seneden farklı olarak ekonomide “duvara toslandığı” anlaşıldı. 

    Yatırımcılar ile ilişki kurulmalı ve güvenilirlik yeniden kazanılmalı, yerli yatırımcıya TL’ye dönün ve Merkez Bankası’nın para politikalarını destekleyecekleri mesajları sonrası Türk Lirası değer kazanmaya başladı. Bütün bu mesajlara karşın Erdoğan, “Faiz enflasyonun nedenidir” sözünden vazgeçmedi.

    Yeni atamalar ile yeni bir dönem başlamış gibi görünüyor. Bu yeni bir dönemin başlangıcı mı? Merkez Bankası Cumhurbaşkanı’ndan ne kadar faiz artırımı izni aldı? Bütün bu gelişmeler kısa, orta ve uzun vadede ekonomi yönetimi için ne anlatıyor.

    Güldem Atabay ile Eser Karakaş Ekonomi Gündemi’nde değerlendirdi.

    Eser Karakaş, Maliye Bakanlığı’nın oldukça prestijli bir bakanlık olduğunu belirttikten sonra bir bakan için en zor olacak şeyin, istifasının ardından ülke parasının değer kazanmaya başlaması olduğunu ifade etti. Erdoğan’ın “Acı da olsa doğru reçeteleri uygulayacağız” sözü ile ilgili olarak da, “Uzun süredir kötü yönetilen ve bu sebeple büyük çöküşler yaşayan ekonomilerde telaffuz edilecek bir şeydir” yorumunu yaptı.

    2001 krizi sonrası Kemal Derviş ve ekibinin benzer bir cümle kurduğuna dikkat çeken Karakaş, o dönem halkın bu “acı reçeteyi” kabul ettiğini çünkü uzun süredir çok kötü bir ekonomi yönetimi olduğunu bildiklerini söyledi ve Erdoğan’a, “Bu acı reçete hangi kötü yönetimin sonucu” sorusunun sorulması gerektiğini kaydetti.

    Güldem Atabay da bu durumla ilgili olarak, “Madem doğru reçeteydi daha önce neden uygulanmadı” sorusunun da sorulması gerektiğini belirtti.

    Sonrasında Erdoğan’ın bu durumun bütün dünyada yaşandığı ve buna koronavirüsün sebep olduğu açıklaması hatırlatılarak, Erdoğan’ın şimdilik sebep olarak kötü yönetimi değil koronavirüsü gördüğü anlatıldı. 

    Sürekli aynı beş firmaya ihale verilmesinin sorunlardan biri olduğunu kaydeden Karakaş, Kütahya’daki Zafer Havalimanı örneğini verdi. Anlaşmanın 40 milyona göre yapıldığı ancak bir buçuk milyon yolcunun geçtiğinin anlaşıldığı, ardından da Binali Yıldırım’ın, “O kadar güzel yollar yaptık ki millet uçağa binmek yerine araba kullanmayı tercih ediyor” dediğini aktaran Karakaş, “Bu havalimanlarının işletmecileri millet değil mi! Onlar da biraz fedakarlık etsin” dedi.

    Karakaş, Atabay’a “Ekonomi politikalarımızı fiyat istikrarı, finansal istikrar ve macro ekonomi olmak üzere üç saç ayağı üzerine inşa ederek” açıklaması hakkındaki düşüncelerini sordu. Atabay bu soruya şu cevabı verdi;

    “Bakan gitti. Seçtiği ekonomi yolu yanlıştı ama yeni ekonomi programının son ikisine bakarsak bu başlıklardan bolca var. Ancak altlarında ne var, bir şey koyamadık. Kimse de koyamadı ve bundan Türkiye geri düştü. Bu da hoş ama boş bir başlık.”

    Atabay ayrıca bu söylemlerin piyasaların hoşuna gittiğini, ancak kalıcı istikrarın gelmesi için politikaların da uzun soluklu olması gerektiğini kaydetti. 

    Yatırımlar açısından elverişli bir ortam olması sözünün gerçekçi olmadığını kaydeden Karakaş, “İnsanların malına el konurken yatırımlar açısından nasıl elverişli bir ortam oluşturulur” diye sordu.

    Güldem Atabay ise Naci Ağbal’ın sunumu sonrası Erdoğan’ın bütün gerçekleri gördüğü yönündeki söylemleri doğru bulmadığını, yatırımcının kısa süreliğine gelip, faizler yüksekken işlem yapıp, uzun soluklu tedbirlerin alınmaması halinde gideceğini anlattı.

    ‘Yetmez Ama Evet’e saldıranların büyük yanılgısı...'

    ‘Yetmez Ama Evet’e saldıranların büyük yanılgısı...'
    Türkiye, 2010 referandumunda tarihi kırılma anlarından birini yaşadı.

    Özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin bastırılması ve ardından ilan edilen Olağanüstü Hâl (OHAL)’le birlikte Kânun Hükmünde Kararnâmeler (KHK) ile toplumun hemen her kesiminin yaşadığı mağduriyetler hukuk talebini ilk sıraya oturttu.

    2010 anayasa referandumu, Bugün hukukun bir numaralı tartışma konusu olmasının yapı taşlarından biri olarak görülüyor.

    Bazı kesimlerce "Yetmez ama Evet" tercihinde bulunanlar, bugüne gelinmesinin sorumlusu olarak görülüyor, eleştirilerin odağında yer almaya devam ediyor.

    Prof. Baskın Oran Şair Haydar Ergülen'in bir dönem AKP'ye destek verdiği için özür dilediği, liberal ve özgürlükçü soldan pek çok insana da özür çağrısı yaptığı yazısıyla bir kez daha gündeme gelen "Yetmez ama evet" meselesi, Ahval Dersimiz Tarih programında enine boyuna masaya yatırıldı.

    O dönem “Yetmez Ama Evet” kampanyasına destek veren isimlerden Prof. Baskın Oran ve Prof. Eser Karakaş, Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar’ın sorularını yanıtladı.

    Albayrak’ın ekonomide başarı iddiası: Gelin bakalım, öyle mi gerçekten...

    Albayrak’ın ekonomide başarı iddiası: Gelin bakalım, öyle mi gerçekten...
    Ekonomi Gündemi‘nde Güldem Atabay ve Eser Karakaş düşen petrol fiyatlarını ve haftayı bekleyen önemli ekonomik gelişmeleri yorumladı.

    İşte öne çıkan başlıklar:

    - Petrol üretiminde anlaşamamanın temel nedeni üretim maliyetlerindeki farklılıklar olabilir.

    - Küresel ölçekte yaşanan şok Türkiye merkez bankasına fiaz indirim fırsatı mı yaratacak yoksa tam tersi ile mi sonuçlanacak?

    - Türkiye yüzde12,4 ile dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkeler içinde 14. Sırada. Hala faiz indiriyoruz. Neden?

    - Bakan Albayrak’a göre Türkiye ekonomisi bir başarı hikayesi.  Gelin bakalım, öyle mi gerçekten.

    - Kürt sorunu çözülmeden Türkiye uzun vadeli büyüme performansı yakalayamaz.

    - Koronavirüs bizde faiz indirim fırsatı olarak algılanacak ve maceranın sonu faiz artırmak olacak.

    İdlib'deki inatlaşma ekonomiyi vuracak, hem kur hem faiz kontrol edilemez

    İdlib'deki inatlaşma ekonomiyi vuracak, hem kur hem faiz kontrol edilemez
    Ekonomi Gündemi'nde Güldem Atabay ve Eser Karakaş, son durum analizi yapıyor.

    "Kasım işsizlik verisi son çeyrek büyümeden istihdam adına çok fayda sağlanmadığının habercisi" diyen ekonomistler, "Hem kur hem faiz kontrol edilmeye çalışılıyor ama edilemez" görüşünü dile getiriyor.

    İdlib'deki inatlaşmaya da ayrı bir parantez açan Atabay ve Karakaş, Türkiye ekonomisinin bu durumdan olumsuz etkileneceğinin altını çiziyor.

    2020'de ve ötesinde ekonomiyi bekleyen en temel sorun...

    2020'de ve ötesinde ekonomiyi bekleyen en temel sorun...
    Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Eser Karakaş, 2019'dan 2020'ye taşınan ekonomik problemleri masaya yatırdı.

    Ekonomistlere göre büyüme, 2020'de ve ötesinde en temel sorun olarak öne çıkacak.

    Enflasyon'un düşmeyeceğini öngören Atabay ve Karakaş, bunun nedenlerini sıralıyor ve ekliyor:

    "Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın prezentasyonu 2007 ile 2019 arasında bir arpa boyu yol gidilmediğini gösteriyor."

    Gerçek ekonomik kriz işte bu...

    Gerçek ekonomik kriz işte bu...
    Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Eser Karakaş, ekonomi gündemini analiz ediyor.

    Ekonomistlere göre, üçüncü çeyrek itibarıyla zor büyüme dönemi başladı...

    "Gerçek ekonomik kriz işte bu" diyen Eser Karakaş, "Yüzde beş büyüme ya bütçe açığını daha da artıracak gelecek, ya borç sorununa kaynak yaratarak çözümle ya da mevcut şekilde devam edersek gelemeyecek" görüşünü dile getiriyor ve ekliyor:

    "Oynaklık ne kadar yüksekse uzun vadede büyüme ortalaması o kadar düşük olur. Türkiye yapısal reformları yapmayarak oynaklığı yükseltiyor. OECD Türkiye raporunda kriz ortamları yapısal dönüşümler için en uygun zamandır diye vurgu aslında Türkiye için reform konusunda bir önemli davet."

    IMF kapınızı kırarak girmez, çağırırsanız gelir - Ekonomi Gündemi

    IMF kapınızı kırarak girmez, çağırırsanız gelir - Ekonomi Gündemi
    Ahval ekonomi yazarı Güldem Atabay, Profesör Eser Karakaş ile ekonomideki son durumu analiz ediyor. 

    IMF ve TÜSİAD'dan gelen borç uyarılarına dikkat çeken ekonomistler, "IMF kapınızı kırarak girmez, çağırırsanız gelir" görüşünü dile getiriyor.

    Ahval ekonomi yazarlarına göre, ekonomide büyümeye geçiş başladı ancak kalitesi, sürmesi ve dengesizlikler yaratmadan devamı sorunlu...

    Arjantin'deki kısmi moratoryum bulaşıcı olabilir, riskler Türkiye'ye dokunabilir

    Arjantin'deki kısmi moratoryum bulaşıcı olabilir, riskler Türkiye'ye dokunabilir
    Ahval ekonomi yazarı Güldem Atabay ve Eser Karakaş, ekonomide son durum analizi yapıyor.

    Değerlendirmelerden öne çıkan başlıklar şöyle:

    - 1946'dan bu yana ekonomik daralma dönemlerinin hep siyasi sonuçları olmuş; benzer bir dönemden yine geçiyoruz. İlk işaretler 23 Haziran'da geldi.

    - Yatırımlarda üç çeyrektir devam eden küçülme ikinci çeyrek itibarıyla yüzde 23'le çok sertleşmiş: Orta vade büyüme performansı açısından büyük tehdit.

    - Ağustos ayından sonra ekonomik daralma iyice yumuşayacak fakat başlayacak olacak büyüme kimseyi memnun edemeyecek.

    - Daralmanın yavaşlamasının nedeni kamu harcamalarında artış; fakat bütçeden anlaşıldığı üzere mali harcamayla büyümeyi desteklemek sınıra dayandı.

    - Mali kaynaklar tükendi büyüme için artık para politikası devrede; o da enflasyon baskısı nedeniyle bıçak sırtı.

    - Büyümek için harcamak gerekiyor; borçlanmayı artırmaktan başka çare görünmüyor.

    - Zamlar enflasyon sene içinde dip noktaya yönelirken yapıldı ama önümüz kış; hem gıda fiyatları artacak hem lira kırılganlaşacak.

    - Arjantin'de kısmi moratoryum eylül sonu, ekim sonu daha da ciddileşebilir; bulaşıcı bir hale dönüşebilir. Faiz indirmek artık risklerin Türkiye'ye dokunması anlamına gelecek.

    'Kayyım ataması, yerli ya da yabancı yatırımcıda güveni zedeleyen adımlardan bir tanesi daha'

    'Kayyım ataması, yerli ya da yabancı yatırımcıda güveni zedeleyen adımlardan bir tanesi daha'
    HDP'li üç belediyeye yapılan kayyım atamaları haftaya damgasını vurdu.

    Ahval ekonomi yazarı Güldem Atabay ve Eser Karakaş, işin ekonomiye bakan yanlarını analiz ediyor.

    Eser Karakaş, "Yerli ya da yabancı yatırımcı açısından güveni zedeleyen adımlardan bir tanesi daha" yorumunu yaparken, Atabay ise, "AKP'nin HDP kayyım kararı Kasım-Aralık ayında AKP içinden çıkacak yeni partinin, Babacan ve ekibinin elini kuvvetlendirmiş oldu" görüşünü dile getiriyor.
    Logo

    © 2024 Podcastworld. All rights reserved

    Stay up to date

    For any inquiries, please email us at hello@podcastworld.io