Logo

    DERSİMİZ TARİH

    Ahval, podcast dizisinde bu kez tarih alanına da giriyor bundan böyle. Araştırmacı yazar Ayşe Hür, Erdoğan ve Bahçeli'nin 'Kürdistan diye bir bölge yoktur' iddialarını ele alıyor ve Anadolu'nun bin yıllık geçmişinden damıtarak toplanan bilgileri dinleyicilerle paylaşıyor.
    tr42 Episodes

    People also ask

    What is the main theme of the podcast?
    Who are some of the popular guests the podcast?
    Were there any controversial topics discussed in the podcast?
    Were any current trending topics addressed in the podcast?
    What popular books were mentioned in the podcast?

    Episodes (42)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (Son Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (Son Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin son bölümü sizlerle...

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (4. Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (4. Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin dördüncü bölümü sizlerle...

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (3. Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (3. Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin üçüncü bölümü sizlerle...

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (2. Bölüm)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (2. Bölüm)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin ikinci bölümü sizlerle...

    Popülizm (Halkçılık) nedir? Halktan nasıl beslenir ve büyür? Nasıl yaşanır? - Prof Doğu Ergil

    Popülizm (Halkçılık) nedir? Halktan nasıl beslenir ve büyür? Nasıl yaşanır? - Prof Doğu Ergil
    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Dersimiz Tarih'te Prof Doğu Ergil ile yaptığı faşizm konulu söyleşinin ardından bu kez popülizm (Halkçılık) konusunu ele alıyor.

    Yayında şu sorulara cevap aranıyor:

    - Popülizm (Halkçılık) nedir?

    - Halktan nasıl beslenir ve büyür?

    - Nasıl yaşanır?

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (1)

    'İttihatçı ihaneti'nin acı öyküsü: 24 Nisan 1915'te aslında ne oldu? (1)
    ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları için “soykırım” nitelemesini kullanmasını Türkiye’de çok yaygın bir tepki dalgasına yol açtı.

    Beyaz Saray’ın “tarihi kırılma” olarak da yorumlanan açıklaması sonrası Türkiye’deki tepkilere bakınca hayli yaygın bir literatür olmasına rağmen, 1915 ve 1916’da Osmanlı Ermenilerine uygulanan ağır tedbirler ve sosyal hukuksal konuların sonuçları konusunda görüşlerin bilgiye dayanarak farklılaşmadığı ve derinleşmediği genel tartışmaya da korku ikliminin gölgesinin düştüğü anlaşılıyor.

    Burada en önemli süreçlerden, kesitlerden biri 24 Nisan 1915 günü, hemen öncesi, esnası ve sonrasında sayıların 200’ün üzerindeki seçkin İstanbul Ermenisi aydınların başına nelerin, nasıl ve neden geldiğiyle ilgili.

    Bu konuda temel başvuru kitaplarından biri, Nesim Ovadya İzrail’in 2013 ve 2014’te İletişim Yayınları’ndan peş peşe iki kez basılan çalışması.

    “24 Nisan 1915 İstanbul, Çankırı, Ayaş, Ankara” başlıklı, yaklaşık 600 sayfalık bu kitap, bilinmesi gerekenleri gayet sakin ve nesnel bir dille belgelere dayalı olarak aktarıyor.

    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, podcast dizisi Dersimiz Tarih’te Ovadya’nın da izniyle kitaptan bazı bölümleri seslendirdi.

    Sesli kitap olarak yayımlanan podcast dizisinin ilk bölümünü sizlerle...

    Taner Akçam: 'Kürtlerin talepleri ile Ermenilerin 1878 ve sonrasında istediği haklar aynıdır'

    Taner Akçam: 'Kürtlerin talepleri ile Ermenilerin 1878 ve sonrasında istediği haklar aynıdır'
    ABD'de Biden yönetimi, 24 Nisan'da Ermeni soykırımını tanıma sinyalleri verirken, Clark Üniversitesi Tarih Bölümü Holokost ve Soykırım Çalışmaları Merkezi’nde öğretim görevlisi Taner Akçam'ın yeni yayımlanan 'Ermeni Soykırımı’nın Kısa Bir Tarihi' kitabı da soykırıma dair yeni bir makro perspektif sunuyor.

    Dersimiz Tarih'in konuğu olan Akçam, kitabın bugüne kadar soykırım konusunda söylenenlerin bir özeti olduğunu belirtti. Akçam, 1850'lerden itibaren başlayan sürecin nasıl anlaşılması gerektiğine dair kitapta bir perspektif sunduğunu ve Ermeni Soykırımı'nın 1878-1923 dönemini kapsayan bir süreç olarak alınması gerektiğini ifade etti.
    DERSİMİZ TARİH
    trApril 22, 2021

    Faşizm nedir, nasıl yaşanır (2): 'Faşist dünya görüşünün 15 temel özelliği vardır' - Prof Doğu Ergil

    Faşizm nedir, nasıl yaşanır (2): 'Faşist dünya görüşünün 15 temel özelliği vardır' - Prof Doğu Ergil
    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar ve Prof Doğu Ergil’in Gazete Davul’da yayımlanan “Faşizm” başlıkllı makalesinden hareketle başlattıkları “Faşizm nedir, nasıl yaşanır” adlı mülakatının ilk bölümünde faşizmin ana hatları, tanımı ve tarihsel geleneği üzerinde durulmuştu. Bu bölümünde ise, tarihsel tecrübeden süzülerek ortaya çıkan faşizmin 15 ana özelliğini ele alıyorlar.

    Yavuz Baydar:

    Makalenizin son bölümünde faşizmin 15 ana özelliğinden söz ediyorsunuz kısaca bunların üzerinden de geçelim. 

    Birincisi, “Faşistler kendilerini, semboller, bayraklar, flamalar, vatansever sloganlar, marşlar ve çeşitli üniformalar aracılığıyla dışa vururlar.”

    Doğu Ergil: 

    Dünyadaki bütün siyasal hareketlerin hep marşları vardır. Marşı olmayanların veya bunu ithal etmiş toplumlarda ise bu içsel bir şey değildir. Flamalar, merasimler bunlar da büyüklük göstergesidir. Dinler bile bir mesarimdir… Yani bütün toplu hareketler bir merasimdir ve bu merasimler ne kadar gösterişli ise insanları o kadar içine çeker.  

     Yavuz Baydar: 

    İkinci özellik, “Faşistlerin kendi hareket serbestilerinin ötesinde başkalarının haklarına ve özgürlüklerine saygıları yoktur”

    Doğu Ergil: 

    Yoktur çünkü kendilerinin en iyi olduğunu tehlike veya zafiyet halindeki toplumu kurtaracakları için kendi tercihlerinin doğru olduğuna inanırlar ve inandırırlar. Geriye kalan herşeyi bastırırlar yasaklarlar ve sustururlar. 

    Yavuz Baydar: 

    Üçüncü ana özellik diyorsunuz ki, “Düşmana ihtiyaç duyarlar”

    Doğu Ergil:

    Eğer kendinizi net ve inandırıcı bir biçimde tanımlıyamıyorsanız siz karşıtınızla kendinizi tanımlarsınız. Ne olduğunuzu anlatamıyorsanız ne olmadığınızı anlatırsınız. Düşmanıyla var olabilmek.  

    Yavuz Baydar:

    Dördüncü ana özellik, “Militaristtirler. Tüm toplumun ve hayatın emir-komuta düzeninde yönetilmesini savunurlar” 

    Doğu Ergil:

    Mililitredir demiyorum, militaristtirler. Çünkü toplumuda bir ordu gibi görürler ve ordu gibi teşkilatlandırırlar. Orduyu da anladıkları siyaset tarzına göre hem içerde asayişi sağlamak hemde dışarıda yayılmacı amaçlarını gerçekleştirmek için bir güç olarak kullanırlar. 

    Yavuz Baydar: 

    Beşinci ana özellik, “Yaygın cinsiyetçilik. Faşistler, erkek egemenliğine inanır”

    Doğu Ergil:

    Hep erkeklik ön plana çıkarılır ve bu durum dinsel motiflerle birleşirse de ortaya “onun karısı,kızı bize helal” söylemi çıkar. Mesela bu pek alışık olmadığımız bir şeydir ama bu da ortaya çıktı son zamanlarda. Erkeklik güç gösterisi demek, egemenlik demek, baş eğdirmek demek…  

    Yavuz Baydar:

    Altıncı ana özellik, “Genel olarak özgürlüklere, özel olarak ifade özgürlüğüne karşıdırlar.” diyorsunuz…

    Doğu Ergil:

    Çünkü itiraza tahammülleri yok. Bu da çeşitliliğe tahamüllerinin olmaması demektir. Bı çeşitlilik kültürel, dinsel, dinsel çeşitliliğin toplumda karşılık bulmasını engellemek isterseler. Dikkat edin tiyatrocular, edebiyatçılar, sanatçılar tehdit unsuru olarak görünür. 

    Yavuz Baydar:

    Yedinci ana özellik, “ ‘Beka’ ve ulusal güvenlik onlar için saplantı düzeyinde önemlidir.” 

    Doğu Ergil: 

    Dikkat edin en çok kullanılan kavramlar “birlik ve beraberliktir”. Bunu neden beraber kullanırlar çünkü bilirler ki birliğin sağlanamadığı ortamlarda hiç olmazsa beraberlikle idare edelim. O yüzden “özgürlük” netameli bir kavramdır emir komuta ilişkisini bozar. 

    Yavuz Baydar:  

    Sekizinci ana özellik, “Din ve siyaset iç içe geçmiştir” ben burada bir soru işareti daha koymak istiyorum. Nazizimde de böyle miydi?

    Doğu Ergil: 

    Almanya’da bildiğimiz anlamda resmi bir din anlayışı değil… Din aynı zamanda bir geleneksel kasasıdır. O kasanın içinden işine yarayanları alırlar. Kutsal kavramını mesela ve bunu destekleyecek bir ayeti alır veya incil’den bir parçayı alır. Dikkat edin Almanya’da kilise nazizme karşı çıkmamıştır desteklemiştir. 

    Yavuz Baydar:

    Dokuzuncu ana özellik, “Faşizm, iş dünyası ve sanayi ile simbiotik bir ilişki içindedir.”

    Doğu Ergil: 

    Mesela komünizm bildiğimiz kapitalist sisteme karşıdır. Onu devirip üretim araçlarına el koymak ve çalışanların üretim araçlarını denetlemesini sağlar. Faşizmde böyle bir şey. O kurulu düzeni tahkim etmek ve kurulu düzene uymayanları ayıkyarak rejimi güçlendirmeyi amaçlar. O yüzden işlek bir ekonomi ve harp sanayii destekleyecek bir teknoloji ister. İş adamlarının da işine gelir bu. Hükümet her imkanı akıtır onlarda zengin olurlar. 

    Yavuz Baydar:

    Gelelim onuncu özellik, “Faşizm, sivil toplumun düşmanıdır.”

    Doğu Ergil

    Çünkü sivil toplum özgür bir alanı temsil eder. Kendi hayatını düzenlemeyi o hayat konusunda karar vermeyi karar vermeleri de denetlemeyi ön görür. Sivil toplumun anlamı budur. 

    Yavuz Baydar:

    Önemli bir diğer ana özellik on birinci, “Faşizm, Aydınlanma’nın değerlerine ve kanıt temelli düşünceye, başka bir değişle modernizmin fikriyatına karşıdır.”

    Doğu Ergil:

    Her şeyi kabul etmeyen insanlara karşı tahammülsüzlük gösterirler ve sonra onları devre dışı bırakılır. İşinden ederek, hapse atarak, kamuyla temasını engelleyerek ve sonra da belki de yok etmek…

    Yavuz Baydar:

    Sonlara doğru yaklaşıyoruz, “Faşizmin en patlayıcı cephanesi komplodur. Ülkeye ve millete kast eden hainler her daim orada bir yerde zarar vermek için beklemektedir”

    Doğu Ergil:

    “Hep tehdit altındayız” “İri ve diri olmalıyız” ve “Düşmanı bertaraf etmeliyiz” tabi bunların en büyük sakıncası bunlarda içimizde var. “İçimizdeki hainler her an bizi yok edebilirler” ve sürekli operasyon yapılır. Bu da devleti “milli-güvenlik” devletine dönüştürüyor. 

    Yavuz Baydar:

    On üçüncü ana özellik “Faşizmin hedefi, kafası karışmış, tedirgin, örgütsüz ve kendini kaybedenler safında gören orta-sınıfı kazanmaktır”

    Doğu Ergil:

    Hiyerarşide üst sınıf her zaman avantajlıdır. Alt sınıfda kendisini dayanışarak, örgütlenerek koruyabiliryor. O yüzden otoriter rejimlere bakın ilk işleri dernekleri ve sendikaları kapatır. Peki orta sınıf? Orta sınıfın ne serveti vardır ne de örgütlülüğü vardır. Orta sınıf hep devlete bakar. Devlet tarafından korunmaya ve kollanmaya bakar… Devleti ele geçirmenin önemi bu yüzden oldukça önemlidir. Özellikle az gelişmiş ülkelerde.    

    Yavuz Baydar:

    On dördüncü ana özellik, bu da çok önemli, “Faşistler, yetkili ama sorumsuz, yani hesap vermeyen bir yönetim anlayışına sahiptirler” diyorsunuz… 

    Doğu Ergil:

    Mutlak otoriteye inandığı için faşistler, yukarıdan aşağıya gelen emirleri verilen direktifleri itiraz etmeyi bırakın sorgulamaya bile tahamülsüzdürler. O yüzden sorumsuzluklar. Nereye kadar? Başarısızlığın bütün topluma ciddi zarar verdikleri ana kadar. 

    Yavuz Baydar: 

    Geldik sonuncu ana özelliğe bu çok önemli çünkü tartışmaların önemli bir kısmında belirgin bir rejim spesifik bir rejim değildir diyenler, “ama orada seçimler oluyor” argümanını öne sürüyorlar. On beşinci ana özellikte şunu söylüyorsunuz, “Seçimler, faşistlerin işine yaradığı sürece başvurdukları bir meşruiyet aracıdır.”

    Doğu Ergil:

    Evet, kazanacaklarsa yani…Â

    12 Eylül 1980 darbecileri 2020 Türkiye faşizminin parke taşlarını nasıl döşedi? - Prof Baskın Oran

    12 Eylül 1980 darbecileri 2020 Türkiye faşizminin parke taşlarını nasıl döşedi? - Prof Baskın Oran
    Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar’ın hazırlayıp sunduğu Dersimiz Tarih, bu hafta 12 Eylül Askeri Darbesini ele alıyor. Darbenin 40. yıl dönümünde Baydar’ın konuğu, Siyasetçi - Akademisyen Baskın Oran. Oran’ın aynı zamanda Kenan Evren’in Yazılmamış Anıları isimli iki ciltlik bir kitabı da bulunuyor.Â
    Logo

    © 2024 Podcastworld. All rights reserved

    Stay up to date

    For any inquiries, please email us at hello@podcastworld.io